Engelli hakları artması beklenirken kısıtlanıyor

Devletin araba alımındaki suistimalleri önlemek yerine engellilere tanınan haklarda kısıtlamaya gitmesinin yanlış olduğunu ifade eden Nurdan Anlı, pozitif ayrımcılığın aslında sosyal devletin pozitif yükümlülüğü olduğunu söyledi.

Haber Giriş Tarihi: 13.01.2025 09:24
Haber Güncellenme Tarihi: 13.01.2025 09:30
Muhabir: BERKAY ERDEN
Engelli hakları artması beklenirken kısıtlanıyor

Engelli bireylere tanınan hakların ve onlara verilen yardımların zaman geçtikçe artması beklenirken, devletin bunun tersi türden uygulamaları hayata geçirmesine engelli haklarını savunan kişi ve kurumlar tarafından tepkiler gelmeye devam ediyor. Engelli bireylerin vergi muafiyetli araç alım süreçlerinde yaşanan suistimallerin önüne geçmek için iktidarın araç alım ve kullanım şartlarında değişikliğe gitmesi de tepki çeken uygulamalar arasında yer alırken; konu hakkında konuşan Türkiye Spina Bifida Derneği Başkanı ve İzmir Barosu Engelli Hakları Komisyonu Üyesi Avukat Nurdan Anlı, yapılan değişiklikleri adaletsizlik olarak yorumladı. Engellilere ve ihtiyaç sahibi tüm vatandaşlara destek olmanın sosyal devletin pozitif yükümlülüğü olduğunu vurgulayan Anlı, üretim sürecine katılan engelli bireylerin yardım almaya ihtiyacı kalmayabileceğinden de bahsetti.

nurdan anlı

DEVLETİN POZİTİF YÜKÜMLÜLÜĞÜ VAR

Sosyal devletin ihtiyaç sahibi olan tüm vatandaşlara destek olmasının bir yükümlülük olduğunu belirten Anlı, yardım mantığından uzaklaşarak hak temelli yaklaşımda bulunulması gerektiğini söyledi. Pozitif ayrımcılığın da aslında pozitif yükümlülük olduğunu dile getiren Anlı, “Dernek olarak daha hak temelli bir bakışımız var. Engelli bireyler genellikle şefkat gösterilmesi gereken aciz insanlar gibi düşünülüyor. Ama biz bu noktada bütün insanların eşit olduğunu savunuyoruz. Sadece engelli kişilerin farklı ihtiyaçları var. Bu ihtiyaçları devletin zaten sosyal devlet olarak karşılaması gerekiyor. Bu noktada yardım mantığından uzak hak temelli bakmak çok önemli. Mutlaka gereken yardımlar yapılacaktır. Yapılması gerekiyor. Devlet zaten ihtiyacı olan bütün vatandaşlarına bu yardımı yapacak. Yaşlıysa da yoksulsa da yerine göre yardım yapacak. İşte pozitif ayrımcılık denen şey aslında devletin pozitif yükümlülüğü. Bunun yanı sıra engelli bir birey doğuştan itibaren diğer kişilerle eşit bir şekilde sağlık hizmetine erişmeli, eğitim alabilmeli, bir iş bulup çalışabilmeli, onun dışında toplumsal yaşama katılımla ilgili de herkes gibi erişim sağlayabilmeli” ifadelerini aktardı.

HAKLARIN KISITLANMASI YANLIŞ

Otomobil alımlarına ilişkin şartlarda değişiklik yapılmasına tepki gösteren Anlı, devletin tasarruf ya da suistimalleri önleme gerekçesiyle bu tür hak kısıtlamalarının adil olmadığını belirtti. Anlı, zaten zor olan araç alımının konulan şartlar nedeniyle daha da zorlaştığına dikkat çektiği konuşmasında; “Bu mülkiyet hakkının, bağımsız yaşam ve seyahat özgürlüğü hakkının ihlalidir. Makul düzenlemenin yapılmaması da ayrımcılıktır. Zaman zaman engelli araç alımında suistimaller olabildiği dile getiriliyor. Burada çok büyük bir yanlış var. Devletin görevi bir suistimal varsa onu ortadan kaldıracak denetlemeleri ve gerekli kontrolleri yapmaktır. Engelli kişilere verilmiş olan hakların daraltılması, onların o haklara erişiminin engellenmesi çok problemli bir yaklaşım. Mesela araç alımıyla ilgili eskiden 5 yılda bir engelli kişi aracını değiştirebilirken; şimdi 10 yıla çıkartıldı bu süre. Bu durumda araçlar tamir ve bakıma daha çok ihtiyaç duyacak. Bunların hepsi engelli bireyler için zorluk demek. Yüzde 40 yerlilik şartı da mülkiyet hakkının ihlali ve bir kısıtlama demek. Zaten ortada zor eriştiğiniz bir şey var. Bir de üstüne bu koşulları sağlamak üzere tekrar çabalamanız gerekiyor. Bunlar çok adaletsiz düzenlemeler diye düşünüyorum” şeklinde ifadelere yer verdi.

engelli

ENGELLİ EVDE OTURSUN YAKLAŞIMI YANLIŞ

Engellilere yapılan yardımların yetersizliğinden bahseden Anlı, engelli kişilerin hayatın içinde var olabilmesinin önemine değindi. Engeli bireyi eve mahkum ederek sadece yardımda bulunma düşüncesinin çok yanlış olduğunu aktaran Anlı, sözlerini şu ifadeler ile bitirdi: “Engel dediğimiz zaman akla hemen fiziki engel ve tekerlekli sandalye geliyor. Hayata katılım açısından değerlendirince, bir işitme engellinin bir tiyatroya gidip izleyebilmesi gerekiyor. Bir tekerlekli sandalye kullanan engellimiz ‘Ben anneannemi ziyarete gideceğim ama mezarlığa gidemiyorum’ dedi. Bunlar ciddi eksiklikler. Başkaları eğer gidebiliyorsa bir engellinin de camiye, kiliseye, mezarlığa gidebilmesi gerekir. Tüm hizmetlere erişebilmek çok önemli. ‘Biz birtakım yardımda bulunalım engelli kişiler evinde otursun’ gibi bir bakışla olmuyor. Belli zamanlarda yapılan yardımlar, çalışmayanlar için verilen engelli maaşları, bakıma ihtiyacı olan engelliler için ödenen bakım paraları ihtiyacı karşılamaktan çok uzak şu anda. İnsani olarak onurlu bir yaşam sürmesi için yeterli değil. Biz diyoruz ki engelli kişi de eğitim alabilsin bir işe yerleşsin; üretime katılıp kendi gelirini elde ettiği zaman engel durumuna bağlı olarak herhangi bir yardım almasına da gerek kalmaz.”
 

Kaynak: BERKAY ERDEN

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.