Ege Üniversitesi Etnografya Müzesi tarafından ‘Müze Söyleşileri’ kapsamında ‘Eski Smyrna Söyleşisi’ gerçekleştirildi.
Haber Giriş Tarihi: 27.01.2025 13:11
Haber Güncellenme Tarihi: 27.01.2025 13:15
Kaynak:
BÜLTEN
Ege Üniversitesi, Türkiye’nin zengin kültürel mirasını gelecek nesillere aktarma sorumluluğunun bilinciyle gerçekleştirdiği organizasyonlarda geçmişe ışık tutmaya devam ediyor. Ege Üniversitesi Etnografya Müzesi tarafından ‘Müze Söyleşileri’ kapsamında ‘Eski Smyrna Söyleşisi’ gerçekleştirildi. Etkinliğin küratörü Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Protohistorya ve Önasya Arkeolojisi Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Haluk Sağlamtimur, konuşmacı olarak da Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Eskiçağ Dilleri ve Kültürleri Bölümü Eski Yunan Dili ve Edebiyatı Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Cumhur Tanrıver yer aldı. Etkinliğe, akademik ve idari çalışanlar, konuya ilgi duyanlar ile öğrenciler katıldı.
BİR KÜLTÜR MOZAİĞİ
Anadolu’nun zengin kültürel mirasa ev sahipliği yaptığını aktaran Prof. Dr. Haluk Sağlamtimur şöyle konuştu;
“Ülkemiz, derin tarihi kökleri, zengin kültürel mirası ve geleneksel değerleriyle dünyada kendine özgü bir yer edinmiştir. Yüzyıllar boyunca farklı medeniyetlerin izlerini taşıyan topraklarımız, geleneksel el sanatlarından mutfak kültürüne, edebiyatından müziğine kadar geniş bir yelpazede benzersiz bir kültürel zenginlik sunuyor. Bu çeşitlilik, yalnızca geçmişin izlerini değil, aynı zamanda günümüzde de canlı bir şekilde varlığını sürdüren bir kültür mozaiği oluşturuyor. Kültürümüz, her yönüyle toplumsal bağlarımızı güçlendiren, geçmişle gelecek arasında bir köprü kuran ve dünyaya açılmamızı sağlayan önemli bir kaynaktır. Ege Üniversitesi olarak, kültürel mirasın yalnızca bir geçmişin hatırlanması değil, aynı zamanda geleceğe ışık tutacak bir yol haritası olduğuna inanıyoruz. Bu vizyon doğrultusunda yaptığımız her çalışmada, kültürel değerlerimizin korunması ve yaşatılması için sorumluluk taşıyoruz. Bugün gerçekleştirilen ‘Müze Söyleşileri’ kapsamında, ‘Eski Smyrna Söyleşisi’ni bizlerle paylaşan değerli konuşmacı hocamız Prof. Dr. Cumhur Tanrıver’e teşekkürlerimizi sunuyoruz. Eski Smyrna'nın tarihi ve kültürel zenginlikleri üzerine yapılan bu derinlemesine inceleme, şehrin geçmişine ışık tutarken, aynı zamanda bölgenin arkeolojik mirasının korunması için de önemli bir adım olmuştur. Hocamızın katkıları hem akademik hem de kültürel açıdan bizlere büyük bir fayda sağlamıştır. Kendilerine bir kez daha teşekkür ediyorum”
ANTİK ŞEHİRDEN GÜNÜMÜZE UZANAN TARİHİ İZLER: ESKİ SMYRNA
Eski Smyrna'nın tarihsel önemine değinen Prof. Dr. Cumhur Tanrıver ise şu ifadeleri kullandı;
“İzmir’e adını veren Smyrna antik kenti Yamanlar Dağı’nın (antik Sipylos) güney yamacından Ege Denizi’ne doğru uzanan, alçak bir tepecik üzerine kurulmuştur. Bugün, halk arasında Tepekule (eskiden Hacı Mutso Tepesi) olarak da bilinen tepecikteki yerleşime dair ilk izler MÖ 3. binyıla kadar uzanıyor. Batı Anadolu’nun yerli halkları tarafından iskân edildiği düşünülen bu alan, MÖ 11. yüzyılda Hellen topluluklarının bölgeye ulaşmasıyla, kısa sürede surlarla tahkim edilmiş bir liman kentine dönüşmüş ve MÖ 3. yüzyılda Pagos (Kadifekale) eteklerindeki yeni kente taşınıncaya kadar iskân görmeye devam etmiştir. Eski Smyrna, antik dönemde Ege Bölgesi'nin en önemli şehirlerinden biriydi. Bugün İzmir’in temellerini oluşturan bu kadim kent, tarih boyunca pek çok medeniyetin etkisi altında kalmış ve kültürel zenginliğiyle dikkat çekmiştir. Smyrna, MÖ 3. bin yıldan itibaren varlık göstermeye başlamış, Aiol, İon, Lidya ve Pers İmparatorluğu gibi büyük uygarlıkların temsil edildiği bir kent olmuştur. Kentin büyüklüğü ve stratejik önemi, onun tarihsel süreçteki yerini pekiştiriyor. Bugün, Eski Smyrna'nın kalıntıları arasında yapılan kazılar, antik kentin yaşam tarzı, inançları ve günlük hayatına dair önemli ipuçları sunuyor. Bu söyleşi, Smyrna’nın tarihi mirasını, kent planlamasını, kültürel dokusunu ve günümüze yansıyan etkilerini inceleyerek, bu kadim şehrin tarihindeki izleri daha yakından keşfetmeyi amaçlıyor”
Tanrıver, konuşmasında, Eski Smyrna'nın kent içi ve kent surları, ticari ve siyasi yönetimi, çevre kültürlerle ilişkisi ile ilgili bilgiler verdi. Söyleşi sonunda Prof. Dr. Haluk Sağlamtimur tarafından katılımlarından dolayı Prof. Dr. Cumhur Tanrıver’e günün anısına ‘Teşekkür Belgesi’ verildi.
1948 yılında başlayan Eski Smyrna kazıları, 2014 yılından itibaren Ege Üniversitesi adına Edebiyat Fakültesi Eskiçağ Dilleri ve Kültürleri Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Cumhur Tanrıver tarafından sürdürülüyor. Ege Üniversitesi, Dokuz Eylül, Manisa Celal Bayar, İzmir Katip Çelebi Üniversiteleri gibi bir çok üniversitenin arkeoloji, sanat tarihi, mimarlık ya da restorasyon alanlarında eğitim gören öğrencileri Eski Smyrna kazıları ile staj yapma olanağı buluyor.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Ege Üniversitesi Etnografya Müzesi tarafından ‘Müze Söyleşileri’ kapsamında ‘Eski Smyrna Söyleşisi’ gerçekleştirildi.
Ege Üniversitesi, Türkiye’nin zengin kültürel mirasını gelecek nesillere aktarma sorumluluğunun bilinciyle gerçekleştirdiği organizasyonlarda geçmişe ışık tutmaya devam ediyor. Ege Üniversitesi Etnografya Müzesi tarafından ‘Müze Söyleşileri’ kapsamında ‘Eski Smyrna Söyleşisi’ gerçekleştirildi. Etkinliğin küratörü Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Protohistorya ve Önasya Arkeolojisi Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Haluk Sağlamtimur, konuşmacı olarak da Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Eskiçağ Dilleri ve Kültürleri Bölümü Eski Yunan Dili ve Edebiyatı Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Cumhur Tanrıver yer aldı. Etkinliğe, akademik ve idari çalışanlar, konuya ilgi duyanlar ile öğrenciler katıldı.
BİR KÜLTÜR MOZAİĞİ
Anadolu’nun zengin kültürel mirasa ev sahipliği yaptığını aktaran Prof. Dr. Haluk Sağlamtimur şöyle konuştu;
“Ülkemiz, derin tarihi kökleri, zengin kültürel mirası ve geleneksel değerleriyle dünyada kendine özgü bir yer edinmiştir. Yüzyıllar boyunca farklı medeniyetlerin izlerini taşıyan topraklarımız, geleneksel el sanatlarından mutfak kültürüne, edebiyatından müziğine kadar geniş bir yelpazede benzersiz bir kültürel zenginlik sunuyor. Bu çeşitlilik, yalnızca geçmişin izlerini değil, aynı zamanda günümüzde de canlı bir şekilde varlığını sürdüren bir kültür mozaiği oluşturuyor. Kültürümüz, her yönüyle toplumsal bağlarımızı güçlendiren, geçmişle gelecek arasında bir köprü kuran ve dünyaya açılmamızı sağlayan önemli bir kaynaktır. Ege Üniversitesi olarak, kültürel mirasın yalnızca bir geçmişin hatırlanması değil, aynı zamanda geleceğe ışık tutacak bir yol haritası olduğuna inanıyoruz. Bu vizyon doğrultusunda yaptığımız her çalışmada, kültürel değerlerimizin korunması ve yaşatılması için sorumluluk taşıyoruz. Bugün gerçekleştirilen ‘Müze Söyleşileri’ kapsamında, ‘Eski Smyrna Söyleşisi’ni bizlerle paylaşan değerli konuşmacı hocamız Prof. Dr. Cumhur Tanrıver’e teşekkürlerimizi sunuyoruz. Eski Smyrna'nın tarihi ve kültürel zenginlikleri üzerine yapılan bu derinlemesine inceleme, şehrin geçmişine ışık tutarken, aynı zamanda bölgenin arkeolojik mirasının korunması için de önemli bir adım olmuştur. Hocamızın katkıları hem akademik hem de kültürel açıdan bizlere büyük bir fayda sağlamıştır. Kendilerine bir kez daha teşekkür ediyorum”
ANTİK ŞEHİRDEN GÜNÜMÜZE UZANAN TARİHİ İZLER: ESKİ SMYRNA
Eski Smyrna'nın tarihsel önemine değinen Prof. Dr. Cumhur Tanrıver ise şu ifadeleri kullandı;
“İzmir’e adını veren Smyrna antik kenti Yamanlar Dağı’nın (antik Sipylos) güney yamacından Ege Denizi’ne doğru uzanan, alçak bir tepecik üzerine kurulmuştur. Bugün, halk arasında Tepekule (eskiden Hacı Mutso Tepesi) olarak da bilinen tepecikteki yerleşime dair ilk izler MÖ 3. binyıla kadar uzanıyor. Batı Anadolu’nun yerli halkları tarafından iskân edildiği düşünülen bu alan, MÖ 11. yüzyılda Hellen topluluklarının bölgeye ulaşmasıyla, kısa sürede surlarla tahkim edilmiş bir liman kentine dönüşmüş ve MÖ 3. yüzyılda Pagos (Kadifekale) eteklerindeki yeni kente taşınıncaya kadar iskân görmeye devam etmiştir. Eski Smyrna, antik dönemde Ege Bölgesi'nin en önemli şehirlerinden biriydi. Bugün İzmir’in temellerini oluşturan bu kadim kent, tarih boyunca pek çok medeniyetin etkisi altında kalmış ve kültürel zenginliğiyle dikkat çekmiştir. Smyrna, MÖ 3. bin yıldan itibaren varlık göstermeye başlamış, Aiol, İon, Lidya ve Pers İmparatorluğu gibi büyük uygarlıkların temsil edildiği bir kent olmuştur. Kentin büyüklüğü ve stratejik önemi, onun tarihsel süreçteki yerini pekiştiriyor. Bugün, Eski Smyrna'nın kalıntıları arasında yapılan kazılar, antik kentin yaşam tarzı, inançları ve günlük hayatına dair önemli ipuçları sunuyor. Bu söyleşi, Smyrna’nın tarihi mirasını, kent planlamasını, kültürel dokusunu ve günümüze yansıyan etkilerini inceleyerek, bu kadim şehrin tarihindeki izleri daha yakından keşfetmeyi amaçlıyor”
Tanrıver, konuşmasında, Eski Smyrna'nın kent içi ve kent surları, ticari ve siyasi yönetimi, çevre kültürlerle ilişkisi ile ilgili bilgiler verdi. Söyleşi sonunda Prof. Dr. Haluk Sağlamtimur tarafından katılımlarından dolayı Prof. Dr. Cumhur Tanrıver’e günün anısına ‘Teşekkür Belgesi’ verildi.
1948 yılında başlayan Eski Smyrna kazıları, 2014 yılından itibaren Ege Üniversitesi adına Edebiyat Fakültesi Eskiçağ Dilleri ve Kültürleri Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Cumhur Tanrıver tarafından sürdürülüyor. Ege Üniversitesi, Dokuz Eylül, Manisa Celal Bayar, İzmir Katip Çelebi Üniversiteleri gibi bir çok üniversitenin arkeoloji, sanat tarihi, mimarlık ya da restorasyon alanlarında eğitim gören öğrencileri Eski Smyrna kazıları ile staj yapma olanağı buluyor.
Kaynak: BÜLTEN
TGS İzmir’den gözaltı çıkışı: Bası ve tehditlere rağmen susmayacağız
Gazeteci Serhan Asker gözaltına alındı
Apple'dan AirPods güncellemeleri için kılavuz: AirPods’umu nasıl güncellerim?
Büyükşehir'den 148 işçiye ücretsiz izin dayatması
Başkan Görgün KAAN değerlendirme toplantısına katıldı
Şakran’a verilen altyapı sözü pankartta kaldı
Uyguna tavuk etinin önündeki tek engel ‘Bakanlık’
İzmir'de 53 yaşındaki işçi düşerek hayatını kaybetti
Meteoroloji’den İzmir’e rüzgâr ve gök gürültülü sağanak yağış uyarısı!
HAK-İŞ’ten Ocak ayı değerlendirmesi
Son Girilen Haberler
Meclis Genel Kurulu'nda basın özgürlüğü krizi: Tek sesli bir Türkiye inşa etmek istiyorsunuz
Bolu Kartalkaya’da meydana gelen otel yangının araştırılmasına yönelik Meclis Araştırma önergesinin tartışıldığı TBMM Genel Kurulu’nda “basın özgürlüğü tartışması yaşandı.
Şeref Malkoç’tan anayasa açıklaması
Türkiye’nin Sivil Anayasa Yolculuğu Projesi’nin tanıtımında konuşan eski Kamu Başdenetçisi Şeref Malkoç, yeni anayasaya ilişkin açıklamalarda bulundu.
Başkan Tugay: Gazetecilerin gözaltına alındığı bir ülkede özgür olamayız
Gazeteciler Barış Pehlivan, Serhan Asker ve Seda Selek’in gözaltına alınmasına ilişkin açıklamalarda bulunan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay, “Haber peşinde koşan, habere konu olan kişiye cevap hakkı tanıyan gazetecilerin gözaltına alındığı bir ülkede hiçbirimiz özgür olamayız” dedi.