Soyer’den Tugay’a Körfez resti: Başkan Körfez'de yüzeceğim demeli

Körfez eleştirilene cevap veren Soyer, “Ben yüzmeyi sevdiğim için yüzeceğim demedim. Benim sorumluluğumdu. Bir başkan 'yüzeceğim' demeli. Bu başkanın sorumluluğudur” dedi

Haber Giriş Tarihi: 23.09.2024 11:53
Haber Güncellenme Tarihi: 23.09.2024 12:03
Kaynak: HABER MERKEZİ
Soyer’den Tugay’a Körfez resti: Başkan Körfez'de yüzeceğim demeli

SEMİ TEKTAŞ / İzmir Büyükşehir Belediyesi önceki dönem Belediye Başkanı Tunç Soyer, İzmir Körfezi’nde gerçekleşen balık ölümleri ve koku nedeniyle Türkiye Mülkiyeliler Birliği İzmir Şubesi’nde bir basın açıklaması gerçekleştirdi. Belediye Başkanlığı döneminde 3 aşamada körfezi temizleme çalışması olduğunu söyleyen Soyer, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay’ın ‘Körfez son 10 yılda kirlendi’ açıklamasına tepki göstererek, "Hiçbir bilimsel verisi yok. İl Sağlık Müdürlüğü'nün raporları var. 9 Eylül 2023 tarihinde yaptıkları analizde belli. 10 sene önce yoktu. Ben göreve başladığımda Körfez kokuyordu. 10 senedir kirlilik var sözleri doğru değil. Ben siz rapor gösteriyorum" dedi. Soyer, körfezin kimin görev alanı olduğu eleştirilerine ise, “Yüzde 95’i büyükşehre aittir” diye konuştu.

3 AŞAMADA TEMİZ KÖRFEZ

Körfezin temizlenmesi için 3 aşamalı bir planı yürürlüğe koyduklarını dile getiren Soyer, “2000 yıl önce Bayraklı'da Meles etrafında bulunan o bölgede koku ve taşkın sorunu olduğuna dair tespitler var.  20 yüzyıl boyunca hala aynı noktada mıyız? 1986 yılına kadar Körfez'de koku ve kirlilik konusu 'kader' gibi yaşandı. 1970'lerde Bayraklı bölgesinden burnumuzu tutarak geçer ve İzmir'den utanırdık. Nihayet 2000 yılında 1986'da başlayan büyük kanal projesi tamamlanıyor. Narlıdere ve Çiğli atıksu teksilerinin tamamlanmasıyla koku sorunu çözülüyor. Büyük ölçüde çözülüyor demek daha doğru. Çünkü devam ediyor. Hem tasarımdaki hatalar hem Körfez’deki sığlaşmalar nedeniyle koku problemi yeniden bilimsel çalışmalar yapılmasını zorunluluk hale getirdi. Yapılan çalışmalar neticesinde navigasyon ve sirkülasyon kanalı fikri ortaya atılıyor. Sirkülasyon kanalıyla beraber o günkü maliyetler 200 milyon euro civarında. Navizgasyon kanalı 15 metrelik gemilerin körfeze girmesine imkân veriyor. TCDD tarafından yapılması ön görülüyor. Sirkülasyon kanalının da büyükşehir tarafından yapılması ön görülüyor. Biz projeleri elimizin tersiyle itmedik. Önce kirletmemek için ne tür çalışmalar yapmalıyız diye baktık. Sirkülasyon kanalı körfezdeki temiz su hareketliliğini arttıracak. O yüzden kirlenmeyi durdurmak için yapılması gerekenler vardı. Bir strateji ortaya koyduk adına 'yaşayan körfez' stratejisi dedik.

Üç aşama ortaya koyduk; birincisi karada, ikincisi kıyıda üçüncüsü denizde. İlk aşamada kentin yağmur suyu ayrıştırması tamamlanarak sular kirlenmeden körfeze akmalıydı ve böylelikle arıtma tesislerinin yükü azalacaktı. Bu kararın bu kente neşter vuracağını, can yakacağını ve insanalar huzursuzluk vereceğimizi biliyorduk. Şehri şantiyeye çevirdik, Körfez’in ölmesine seyirci kalamazdık. Bir yandan da aşırı yağışlarda su baskını ve taşkınların azaldı. Kemeraltı’nda örneğin bir kuyumcu hassaslığı ile çalıştık. Her yıl yaşanan su baskını videoları da sona erdi. Toplam 128 yan kola sahip 33 dere İzmir Körfezi’ne akıyor, temizliklerini yaptık. Tüm çalışmalarımız bize gösterdi ki kokunun sebebi düşük sirkülasyon değil yüksek kontaminasyon yani kirlilik. İkinci ayak kıyıdaydı. Bu projelerden ilki Çiğli Atıksu Tesisi’nin fazlarının revizyonuydu. İzmir nüfusundaki artışla birlikte tesisin kapasitesinin arttırılması ve fazların revizyonuna ihtiyaç duydu. 23 yılda tesiste hiç revizyon yapılmamıştı. Bu üç faz tamamen revize edildi ve temizlendi. Tabiri caizse 2023 yılında sıfır kilometre fabrika ayalarına dönüldü. 2024 içinde dördüncü fazın ihtiyacı ile kapasite artacak ve 2050 yılının sonuna kadar yeni bir faza ihtiyaç olacak. Yani 5’inci faz 2025’den önce konuşulmayacak. Uzun yıllar şehre hizmet veren Narlıdere’deki tesis için çalımalar başladı. Şu an Çiğli Atıksu Tesisi’ne giden kapasite artışı sonrası Güneybatı Atıksu Arıtma Tesisi’ne bağlanacak. Bu çalışmanın maliyeti 105 milyon liraydı” değerlendirmesinde bulundu.

TÜRKİYE’YE ÖRNEK PROJE

Soyer, “Aslında böylece Narlıdere bölgesinde atık suyun artırılması için Çiğli'ye taşınmasından da kurtulmuş olacak. Bir başka proje Karabağlar atık su artıma tesisi. Karabağlar ilçesine ve Narlıdere'ye hizmet edecek bu tesis Çiğli atıksu artırma tesisinin yüzde 15 kapasitesinin hafifletmiş olacak. Böylece Körfez temizliğine katkı verecek bu tesis yer altına inşa edilecek. Böylelikle kokunun ortadan kaldırıldığını göreceğiz. Karabağlar'da arıtılmış su Yeşildere'de 2026 yılında yapılaması öngörülen EXPO'ya da fayda sağlayacak. Şehir içinde ekolojik koylar açılmasına imkân verecek. Narlıdere’de kapasite 56 bine, Çiğli'de 820 bine, Karabağlar'ı da eklediğimizde İzmir'de 1 milyon metreküp atık su artırılmış hale gelecek. 2 önemli çıktı var. Arıtma suyu ve çamur. Arıtmadan çıkan çamur ham madde olarak kullanılabiliyor. Arıtmadan çıkan çamur işlenerek ham maddeye dönüştürülüyor. İşlenen çamur çimento sektöründe değerlendirilebilir. Arıtma çamurunun atıktan hammaddeye dönüşümü ekonomik kazanç haline gelecek. Çiğli maalesef yanlış bir seçim olmuş ve yetersiz kalmış. Çiğli’de çalışmaya başladığı günden beri 40 havuzda 2,5 milyon metreküp çamur birikmiş. Bizim tespitimizi bunun ciddi koku yaptığı. Bu çamurun oraya dökülmesini durdurmalıydık. Manisa'da lisanslı bir tesise taşımaya başladık. İYTE ile proje hazırlayarak net olarak söyleyebiliriz ki, bir koku kaynağını ortadan kaldırmış olduk. Yaşadığımız iklim değişikliği su kaynaklarında daralma yaratıyor. Acil tedbirler alınması gerekiyor. Öncelik suyun yeniden kazanılması ve alternatif su kaynakları için çalışmaların sürdürülebilmesi gerekiyor. Bu çerçevede sünger kent projesi sürdürülebilmelidir. Bu uygulamalardan vazgeçilmemelidir. Bu proje Türkiye'ye model olacaktır. Bunlar entelektüel fantezi değildir” diye konuştu.

KÖRFEZ ARAPLARA SATILDI İDDİASI

Soyer, “Atık suyun geri kazanılmasıyla su tarımda sanayide ve kent içinde park bahçe sulamalarında kullanılabilecektir. Yaşayan Körfez’de üçüncü etap deniz. Çiğli’de deşarj edilen su körfezin en dar nokta. Bu da sığlaşmayı arttırıyor. Deşarj ağzının değişmesi koku kaynaklarında olan sığlaşmayı azaltacak. 18 Bunun imalatı için parayı bulduk, bugün ‘öğleden sonra başlıyoruz’ dense başlanabilecek durumdadır.

Burada gördüğünüz fotoğraflar hayal ürünü değil, İzmir Körfezi’ne çekildi. Bütün bunlarla da yetinmedik, HİM üzerinden gelen bu şikayetlerin her gün benim masama gelmesini sağladık. Haftalık, aylık grafikler ile şikayetlerin azaldığını gördük. Halk Sağlığı laboratuvarları 9 Ekim 2023 tarihinde Körfez’de 10 noktada denize girilebildiğini gösterdi. Peki, bir yıl içinde ne oldu da kirlilik arttı ve toplu balık ölümleri gerçekleşti? Çeşitli duyumlara göre Araplara satılan limana büyük gemiler girmesi için navigasyon kanalı yapımı hızlanacak gibi duruyor. Yüzülen ve yaşayan körfez hedefinden vazgeçmek asla affedilmeyecek tarihsel sorumluluktur. 10 noktada yüzülebileceği söylenen körfezin 6 ayda asıl bu noktaya geldiği sorgulanmalıdır. Hatırlayın Narlıdere Metrosu’nun açıldığı gün Körfez’de yunus gördük. Körfez’de yüzeceğim derken ne ham hayal kuruyordum ne de siyasi popülizm yapıyordum ne de biri beni zorluyordu… Belediye başkanı olarak sorumluluk hissetmiştim. Her gün o hedefe adım adım yaklaştığımızı gördük. İzmir’in en önemli konusu için kaybedecek bir dakikamız bile yoktur. Bu irade ivedilikle ortaya konmalıdır. Kimse hayali düşmanlar, siyasi müttefikler ve bahaneler aramasın. İzlenecek yol bellidir ‘Yaşayan körfez’ stratejisi devam ettirilmelidir. Körfez İzmir’in canıdır ve varlık nedendir. Bu şehrin yerel yöneticileri körfezde yüzeceğim demeli ve bunun gereğini yapmalıdır” dedi.

BENİM SORUMLULUĞUMDU

Soyer, “Atıksu artıma tesislerinin sorumluluğu, derelerin ıslahı büyükşehrin görevi. Biz neden Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'ndan talep ediyoruz. Navigasyon kanalı bakanlık tarafından yaptırılsın. Gediz'in nasıl simsiyah aktığını söyledim. Bunun gibi 138 kolu olan 33 derenin kirletilmesinin engellemesi ile ilgili sorumluluğu var. Bakanlığın sorumluluk alanları navigasyon, sirkülasyon kanalları, derelerin denetlenmesi, Körfez dibinin taranması için katkı verseler de iyi olur. Ancak bu kadar Körfez'in yüzde 99'u Büyükşehir'in sorumluluğudur. Bundan kaçılması mümkün değildir. Bu sorumluluğu yerine getirmek için 5 yıldır çalışmalarımız var. Bu çalışmaların meyveleri ve sonuçları var. Bunlar benim fantezilerim değil. Ben yüzeceğim demek kişisel fantezi değil. Ben yüzmeyi sevdiğim için yüzeceğim demedim. Benim sorumluluğumdu. Bir başkan 'yüzeceğim' demeli. Bu başkanın sorumluluğudur. 3 faz değiştirilmemiş ve revizyon görmemiş. Biz o 3 büyük havuzun değiştirilmesini gerçekleştirdik. Ve 3 faz fabrika ayarlarına döndü ve tıkır tıkır çalışıyor” diye konuştu.

5 YILI DEĞERLENDİRMEK İÇİN ERKEN

Soyer, “Bu dönemi değerlendirmek için erken. Ama ben benim dönemimde neler yapıldığını biliyorum. 15 yıl yapılan belediye başkanlığı görevimden sonra neyi devraldığımı da biliyorum. 5 yıl boyunca ağzımı açmadım. Ancak adının konması lazım. 5 yıl boyunca bu kadar yatırım yapılmış ve sonuç alınmış çalışmalar yok sayılamaz. Yaşayan Körfez benim yazdığım bir şey değil. Hayat bizi doğruladı. İl Sağlık Müdürlüğü'nün 10 noktada denize girilebilir olduğu raporunu biz yazmadık. 5 yıl boyunca attığımız adımlar olumlu sonuçlar verdi. Bundan sonra ne yapılacağına dair bir altlık sunuyoruz. Bunlar yok sayılamaz. Mevcut Belediye Başkanı açıklamalarında bizim yaptığımız çalışmalara değinmiyor. Biz bu şehre emek verdik. 11 milyar lirayı buraya yatırdık. Bunun bir sonucu var. Bu sonuç olumlu çıktı. Bunun devamını getirmek lazım. Asıl büyük kamu zararı devamı yapılmazsa olur" dedi.

Kaynak: HABER MERKEZİ

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.