Uzmanlar, hava şartlarının değişmesiyle birlilkte ilkbahar ve sonbaharda alevlenen atopik egzama hakkında bilgilendirici açıklamalarda bulundu.
Haber Giriş Tarihi: 05.11.2024 05:00
Haber Güncellenme Tarihi: 04.11.2024 13:55
Kaynak:
İHA
Cilt dokusunun kuruyup pul pul dökülmesine ve kaşıntıya neden olan atopik dermatit ya da atopik egzama denilen hastalık hakkında önemli bilgiler veren Acıbadem Bodrum Hastanesi Dermatoloji Uzmanı Dr. Nevzat Mazmanoğlu hastalığın özellikle mevsim geçişlerinde daha sık görüldüğünü söyledi. Atopik dermatitin şikayetler açısından dönüşümlü bir hastalık olduğunu aktaran Dr. Mazmanoğlu “Diğer bir ifadeyle remisyon (iyileşme) ve alevlenme ile seyreder. Sıklıkla alerjik bronşiyal astım, saman nezlesi, alerjik konjonktivit ve ürtiker (kurdeşen) gibi hastalıklarla birlikte görülür. Bazı durumlarda sadece çocukluk çağında gözlenirken bazen de hayat boyu sürer” dedi.
Atopik dermatitin çok yaygın görüldüğünü aktaran Dr. Mazmanoğlu cocuklarda görülme sıklığının yüzde 10 ila 20, yetişkinlerde ise yüzde 1 ila 3 olduğuna ve bu oranın son 20-30 yıldır sanayi ülkelerinde üç katına çıktığını vurguladı.
ŞİKAYETLERİN ARTIŞINDA 3 NEDEN
Atopik dermatit şikayetlerinin alevlenmesinin 3 nedeni olduğunu belirten Dr. Mazmanoğlu “Kuruyan ciltler daha hassastır, ince ve hasara eğilimlidir, bu da toksinler de dahil olmak üzere çeşitli alerjenlerin nüfuz etmesine izin verir ve böylelikle alerjenler vücuda kolayca nüfuz eder. Kısacası ortamda alerjenler veya belirli çevresel şartlar mevcutsa, bağışıklık sisteminin aşırı reaksiyon göstermesi ve kuru cilt sonucunda atopik cilt görülür ve kaşıntı başlar” dedi. İkinci nedenin, belirli bir alerjene karşı aşırı bağışıklık tepkisi olduğunu ve bu alerjeni tanımlamak gerektiğini belirten Dr. Mazmanoğlu üçüncü nedenin psikolojik olduğunu; kaygı, korku ve endişelerin giderek artan kaşıntıya, aşırı hassasiyete ve cilt tahrişine neden olduğunu söyledi.
HASTALIK YAŞA GÖRE AYRILIYOR
Dr. Mazmanoğlu atopik dermatitin genellikle dirsek önleri, diz arkaları gibi kıvrımları, boynu, göz kapaklarını, yüzü, bilekleri, el ve ayak üstlerini etkilediği bilgisini aktardı. Hastalığın yaşa göre 3 klinik forma ayrıldığını belirten Dr. Mazmanoğlu “1 yaşından küçüklerde görülen bebek formunda yanaklar, alın ve çenede belirgin döküntüler şeklinde başlayan lezyonlar bir süre sonra gövde, kol ve bacaklara yayılmaya başlar. Bebekler kaşıntı sebebiyle huzursuzdur ve sıklıkla uykularından uyanırlar. Anaokulu ve okul çağındaki çocuklarda görülen formunda genellikle dirsek ön kıvrımlarında, diz arkalarında, boyunda, ellerde ve ayaklarda görülür. Çocukların yüzde 80'inde hastalık yaklaşık yedi yaşında ortadan kalkar. Yetişkinlerde ise ya çocukluktan itibaren devam eder ya da yetişkinlikte alevlenebilir. Yetişkinlerde, genellikle üst göz kapağı tutulumu ön plana çıkar. Ancak yüz, dudaklar, boyun, el içleri ve ayak tabanları da tutulabilir” açıklamasında bulundu.
GENETİK ÖNEMLİ
Genetiğin rolüne de değinen Dr. Mazmanoğlu ebeveynlerden birinde herhangi bir alerjik hastalık olduğunda, çocukta atopik egzama gelişme riskinin yüzde 20 ila 40 olduğunu söyledi. “Bu çocuklarda en etkili korunma yöntemi doğumdan itibaren sülfatsız sabun, şampuan ve yumuşatıcı kullanmaktır. Ürünlerin köpürmesi ve cildi daha iyi temizlemesi için kullanılan sülfatlar, zaten hasarlı olan cilt bariyerini yok ederek başarılı bir tedaviye izin vermez. Ayrıca çok sıcak veya soğuk suda uzun süreli banyolardan kaçınılması önerilir. Kurulama, mikroskobik partiküllerin oluşumunu önlemek amacıyla herhangi bir sürtünmeden kaçınılarak sadece havluyu cilde uygulayarak yapılmalıdır” dedi.
BİREYSEL TEDAVİ
Günümüzde atopik dermatitin kesin bir tedavisi olmadığını ve bu hastalıkla yaşamayı öğrenmenin gerek olduğunu Dr. Mazmanoğlu “Tedavi tamamen bireyseldir. Bir hastada işe yarayan tedavi şekli başka bir hastada aynı derecede etkili olmayabilir. Lokal tedavi hastalığın evresine göre akut ve kronik olmak üzere ikiye ayrılır. Uzman dermatolog muayenesi şarttır ve önerileri dikkate alınmalıdır” ifadelerini kullandı.
HALILAR KALDIRILMALI
Önemli bir risk faktörünün alerjenler olduğuna vurgu yapan Dr. Mazmanoğlu genellikle halılarda, yatak takımlarında ve evcil hayvanlarda saklanan alerjenlerden uzak durulmasını ve ayrıca hava temizleyici kullanılması konusunda tavsiyelerde bulundu. Dr. Mazmanoğlu “Sık vakum yapılmalı, toz ve alerjen toplayan halı, yastık gibi eşyalar kaldırılmalıdır; ayrıca sigara ve soba dumanından kaçınılmalıdır. Elektrik süpürgesi çalışırken pencere ve kapıların açık olması önemlidir. Pamuklu kıyafetler tavsiye edilirken, polar, yün ve sentetik giysilerden uzak durulmalıdır” şeklinde konuştu.
Beslenmenin rolü hakkında da konuşan Dr. Mazmanoğlu atopik egzama hastalarının süt ürünleri, yumurta, balık, kuruyemiş, asitli, fermente gıdalar, soya, çikolata ve tahriş edici meyve ve sebzelerden uzak durmalarını söyledi. Probiyotikler, Omega-3 yağları, C vitamini ve çinko desteklerinin cildi ve bağışıklığı güçlendirdiğini; emzirmenin de çocuklarda alerjilere karşı koruyucu olduğunu da ekledi.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Uzmanlar, hava şartlarının değişmesiyle birlilkte ilkbahar ve sonbaharda alevlenen atopik egzama hakkında bilgilendirici açıklamalarda bulundu.
Cilt dokusunun kuruyup pul pul dökülmesine ve kaşıntıya neden olan atopik dermatit ya da atopik egzama denilen hastalık hakkında önemli bilgiler veren Acıbadem Bodrum Hastanesi Dermatoloji Uzmanı Dr. Nevzat Mazmanoğlu hastalığın özellikle mevsim geçişlerinde daha sık görüldüğünü söyledi. Atopik dermatitin şikayetler açısından dönüşümlü bir hastalık olduğunu aktaran Dr. Mazmanoğlu “Diğer bir ifadeyle remisyon (iyileşme) ve alevlenme ile seyreder. Sıklıkla alerjik bronşiyal astım, saman nezlesi, alerjik konjonktivit ve ürtiker (kurdeşen) gibi hastalıklarla birlikte görülür. Bazı durumlarda sadece çocukluk çağında gözlenirken bazen de hayat boyu sürer” dedi.
Atopik dermatitin çok yaygın görüldüğünü aktaran Dr. Mazmanoğlu cocuklarda görülme sıklığının yüzde 10 ila 20, yetişkinlerde ise yüzde 1 ila 3 olduğuna ve bu oranın son 20-30 yıldır sanayi ülkelerinde üç katına çıktığını vurguladı.
ŞİKAYETLERİN ARTIŞINDA 3 NEDEN
Atopik dermatit şikayetlerinin alevlenmesinin 3 nedeni olduğunu belirten Dr. Mazmanoğlu “Kuruyan ciltler daha hassastır, ince ve hasara eğilimlidir, bu da toksinler de dahil olmak üzere çeşitli alerjenlerin nüfuz etmesine izin verir ve böylelikle alerjenler vücuda kolayca nüfuz eder. Kısacası ortamda alerjenler veya belirli çevresel şartlar mevcutsa, bağışıklık sisteminin aşırı reaksiyon göstermesi ve kuru cilt sonucunda atopik cilt görülür ve kaşıntı başlar” dedi. İkinci nedenin, belirli bir alerjene karşı aşırı bağışıklık tepkisi olduğunu ve bu alerjeni tanımlamak gerektiğini belirten Dr. Mazmanoğlu üçüncü nedenin psikolojik olduğunu; kaygı, korku ve endişelerin giderek artan kaşıntıya, aşırı hassasiyete ve cilt tahrişine neden olduğunu söyledi.
HASTALIK YAŞA GÖRE AYRILIYOR
Dr. Mazmanoğlu atopik dermatitin genellikle dirsek önleri, diz arkaları gibi kıvrımları, boynu, göz kapaklarını, yüzü, bilekleri, el ve ayak üstlerini etkilediği bilgisini aktardı. Hastalığın yaşa göre 3 klinik forma ayrıldığını belirten Dr. Mazmanoğlu “1 yaşından küçüklerde görülen bebek formunda yanaklar, alın ve çenede belirgin döküntüler şeklinde başlayan lezyonlar bir süre sonra gövde, kol ve bacaklara yayılmaya başlar. Bebekler kaşıntı sebebiyle huzursuzdur ve sıklıkla uykularından uyanırlar. Anaokulu ve okul çağındaki çocuklarda görülen formunda genellikle dirsek ön kıvrımlarında, diz arkalarında, boyunda, ellerde ve ayaklarda görülür. Çocukların yüzde 80'inde hastalık yaklaşık yedi yaşında ortadan kalkar. Yetişkinlerde ise ya çocukluktan itibaren devam eder ya da yetişkinlikte alevlenebilir. Yetişkinlerde, genellikle üst göz kapağı tutulumu ön plana çıkar. Ancak yüz, dudaklar, boyun, el içleri ve ayak tabanları da tutulabilir” açıklamasında bulundu.
GENETİK ÖNEMLİ
Genetiğin rolüne de değinen Dr. Mazmanoğlu ebeveynlerden birinde herhangi bir alerjik hastalık olduğunda, çocukta atopik egzama gelişme riskinin yüzde 20 ila 40 olduğunu söyledi. “Bu çocuklarda en etkili korunma yöntemi doğumdan itibaren sülfatsız sabun, şampuan ve yumuşatıcı kullanmaktır. Ürünlerin köpürmesi ve cildi daha iyi temizlemesi için kullanılan sülfatlar, zaten hasarlı olan cilt bariyerini yok ederek başarılı bir tedaviye izin vermez. Ayrıca çok sıcak veya soğuk suda uzun süreli banyolardan kaçınılması önerilir. Kurulama, mikroskobik partiküllerin oluşumunu önlemek amacıyla herhangi bir sürtünmeden kaçınılarak sadece havluyu cilde uygulayarak yapılmalıdır” dedi.
BİREYSEL TEDAVİ
Günümüzde atopik dermatitin kesin bir tedavisi olmadığını ve bu hastalıkla yaşamayı öğrenmenin gerek olduğunu Dr. Mazmanoğlu “Tedavi tamamen bireyseldir. Bir hastada işe yarayan tedavi şekli başka bir hastada aynı derecede etkili olmayabilir. Lokal tedavi hastalığın evresine göre akut ve kronik olmak üzere ikiye ayrılır. Uzman dermatolog muayenesi şarttır ve önerileri dikkate alınmalıdır” ifadelerini kullandı.
HALILAR KALDIRILMALI
Önemli bir risk faktörünün alerjenler olduğuna vurgu yapan Dr. Mazmanoğlu genellikle halılarda, yatak takımlarında ve evcil hayvanlarda saklanan alerjenlerden uzak durulmasını ve ayrıca hava temizleyici kullanılması konusunda tavsiyelerde bulundu. Dr. Mazmanoğlu “Sık vakum yapılmalı, toz ve alerjen toplayan halı, yastık gibi eşyalar kaldırılmalıdır; ayrıca sigara ve soba dumanından kaçınılmalıdır. Elektrik süpürgesi çalışırken pencere ve kapıların açık olması önemlidir. Pamuklu kıyafetler tavsiye edilirken, polar, yün ve sentetik giysilerden uzak durulmalıdır” şeklinde konuştu.
Beslenmenin rolü hakkında da konuşan Dr. Mazmanoğlu atopik egzama hastalarının süt ürünleri, yumurta, balık, kuruyemiş, asitli, fermente gıdalar, soya, çikolata ve tahriş edici meyve ve sebzelerden uzak durmalarını söyledi. Probiyotikler, Omega-3 yağları, C vitamini ve çinko desteklerinin cildi ve bağışıklığı güçlendirdiğini; emzirmenin de çocuklarda alerjilere karşı koruyucu olduğunu da ekledi.
Kaynak: İHA
İzmir haber: Okul servisi tıra çarptı
İpek Kıraç, babası İnan Kıraç'ın evlendiğini E-Devlet’ten öğrendi: Vasi atanmasını talep etti
İzmir basınının acı kaybı: Ercan Doğu hayatını kaybetti!
2024’te toplum psikolojik olarak nasıl etkilendi?
İzmir Gazeteciler Cemiyeti'nden Ercan Doğu'ya veda
KİTVAK’tan hasta çocuklar için anlamlı yılbaşı etkinliği
Büyükşehir’den İzmirlileri sevindiren karar: İZELMAN AŞ otoparklarına zam yok!
Torbalı’da istinat duvarının çökmesinin ardından harekete geçildi
İzmir’de 9 saatlik su kesintisi: 26 Aralık Perşembe hangi ilçelerde su kesintisi yaşanacak?
Türkiye Kültür Yolu Festivali 2025 takvimi belli oldu: İzmir’de Kültür Yolu Festivali ne zaman 2025?
Son Girilen Haberler
ÖTV muafiyetli araç satışlarında yeni düzenleme: Yerli üretim zorunluluğu geliyor
ÖTV muafiyetli araç satışlarına ilişkin düzenlemeye gidildi. Buna göre, gerçekleştirilen engelli araç alımlarında 10 yıl satışını yapmak yasaklanırken, yüzde 20 oranında yerli üretim zorunluluğu getirilecek.
Kızı vasi talebinde bulunmuştu: İnan Kıraç adli tıpa sevk edildi
Ünlü iş insanı İnan Kıraç, 87 yaşında Emine Alangoya evlenmişti. Babasının evlendiğini e devlet üzerinden öğrenen İpek Kıraç vasi atanması talep etmişti. Talebi kabul eden mahkeme, İnan Kıraç’ın Adli Tıp Kurumu’na sevk edilmesini istedi
Sahte alkol zehirlenmelerinde ilk 24 saat hayati önemli
İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Alper Şener, sahte alkolün tüketildikten ilk 6 saat sonra görme kaybına neden olduğunu belirterek, 24 saat içinde müdahale edilmezse can kayıplarının yaşanabildiğini belirtti