Çocuklarda dil ve konuşma problemleri: Farkındalık da hasta sayısı da artıyor
Çocuklarda dil ve konuşma problemleri: Farkındalık da hasta sayısı da artıyor
Son yıllarda Türkiye'de çocuklarda dil ve konuşma problemleri konusunda farkındalık artmasına rağmen, hasta sayısındaki artış ebeveynleri endişelendiriyor. Dil ve konuşma problemlerinin genetik yatkınlıkla ilişkili olabileceğini belirten uzmanlar, bu tür problemler yaşayan çocukların bir an önce Dil ve Konuşma Terapisti'ne başvurmalarını tavsiye ediyor
Haber Giriş Tarihi: 30.07.2024 01:30
Haber Güncellenme Tarihi: 30.07.2024 01:30
Kaynak:
İHA
https://www.ilksesgazetesi.com
Trabzon Mavi Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezi'nden Uzman Dil ve Konuşma Terapisti Melda Nisan Şahin, dil ve konuşma problemlerinin genellikle genetik yatkınlıkla ortaya çıktığını ancak bazen çevresel faktörlerin de etkili olabileceğini ifade etti. “Ne kadar erken başlanırsa o kadar iyi,” diyen Şahin, belirtiler erken fark edildiğinde gecikmeden terapiye başvurulmasının önemine dikkat çekti.
Ailede Genetik Yatkınlık: Erken Müdahale Şart
Şahin, ailede konuşma problemleriyle ilgili genetik yatkınlık varsa, örneğin geçmişte babası ya da amcası geç konuşmuşsa veya kekemelik öyküsü varsa, risk grubunun yüksek olduğunu belirtti. Bu tür durumlarda çocukların gelişiminin yakından takip edilmesi gerektiğini vurguladı.
Eğitimdeki Gelişmeler ve Yaygınlaşma
Son on yılda Türkiye'de Dil ve Konuşma Terapisi bölümlerinin sayısında önemli bir artış yaşandı. Şahin, “2013 yılında Anadolu Üniversitesi'nde lisans eğitimime başladım ve o dönemde sadece iki üniversitede Dil ve Konuşma Terapisi bölümü vardı. Şimdi ise bu sayı 24'e çıktı,” dedi. Bu artış, hem farkındalığın hem de eğitim imkanlarının genişlediğinin bir göstergesi.
Ailelerin terapi sürecindeki rolünün çok önemli olduğunu belirten Şahin, “Velilerin terapi sürecine katılımı değerli. Onları rahatlatmak ve sürece dahil etmek bizim için çok önemli. Bu bağlamda diğer uzmanlarla işbirliği yapıyoruz,” şeklinde konuştu.
Şahin, her çocuğun durumunun bireysel olduğunu ve terapi planlarının kişiye özel hazırlandığını belirtti. “Çocuklar buraya ilk geldiklerinde hastane ortamını korkutucu bulabilirler. Bu yüzden ailelerin çocuklarını değerlendirme seansına getirirken onları rahatlatmaları önerilir,” dedi. Terapi sürecinin oyun ve etkileşim yoluyla ilerlediğini ekledi.
Şahin, bazı konuşma problemlerinin ileri yaşlarda da devam edebileceğini ve çözüm oranlarının yüksek olduğunu ifade etti. “Sesletim problemlerinde yüzde yüze yakın bir çözüm sağlanabilir. Otizm ve zihin engeli gibi durumlarla birlikte olan ikincil dil bozukluklarında ise uzun süreli eğitim planları yapılmaktadır,” diye belirtti.
Türkiye genelinde hasta sayısındaki artışla birlikte farkındalığın da arttığını söyleyen Şahin, “Öğretmenler ve veliler, gelişim problemlerini erken fark edip Dil ve Konuşma Terapisti'ne başvurabiliyorlar. Bu artışla birlikte terapi ihtiyacı olan bireylerin sayısında da bir artış yaşanıyor,” dedi.
Günümüzde çocuklarda dil ve konuşma problemleri konusunda farkındalık ve erken müdahale önemini korurken, ailelerin ve uzmanların işbirliği ile bu sorunların üstesinden gelinmesi mümkün olmaktadır.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Son yıllarda Türkiye'de çocuklarda dil ve konuşma problemleri konusunda farkındalık artmasına rağmen, hasta sayısındaki artış ebeveynleri endişelendiriyor. Dil ve konuşma problemlerinin genetik yatkınlıkla ilişkili olabileceğini belirten uzmanlar, bu tür problemler yaşayan çocukların bir an önce Dil ve Konuşma Terapisti'ne başvurmalarını tavsiye ediyor
Trabzon Mavi Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezi'nden Uzman Dil ve Konuşma Terapisti Melda Nisan Şahin, dil ve konuşma problemlerinin genellikle genetik yatkınlıkla ortaya çıktığını ancak bazen çevresel faktörlerin de etkili olabileceğini ifade etti. “Ne kadar erken başlanırsa o kadar iyi,” diyen Şahin, belirtiler erken fark edildiğinde gecikmeden terapiye başvurulmasının önemine dikkat çekti.
Ailede Genetik Yatkınlık: Erken Müdahale Şart
Şahin, ailede konuşma problemleriyle ilgili genetik yatkınlık varsa, örneğin geçmişte babası ya da amcası geç konuşmuşsa veya kekemelik öyküsü varsa, risk grubunun yüksek olduğunu belirtti. Bu tür durumlarda çocukların gelişiminin yakından takip edilmesi gerektiğini vurguladı.
Eğitimdeki Gelişmeler ve Yaygınlaşma
Son on yılda Türkiye'de Dil ve Konuşma Terapisi bölümlerinin sayısında önemli bir artış yaşandı. Şahin, “2013 yılında Anadolu Üniversitesi'nde lisans eğitimime başladım ve o dönemde sadece iki üniversitede Dil ve Konuşma Terapisi bölümü vardı. Şimdi ise bu sayı 24'e çıktı,” dedi. Bu artış, hem farkındalığın hem de eğitim imkanlarının genişlediğinin bir göstergesi.
Ailelerin terapi sürecindeki rolünün çok önemli olduğunu belirten Şahin, “Velilerin terapi sürecine katılımı değerli. Onları rahatlatmak ve sürece dahil etmek bizim için çok önemli. Bu bağlamda diğer uzmanlarla işbirliği yapıyoruz,” şeklinde konuştu.
Şahin, her çocuğun durumunun bireysel olduğunu ve terapi planlarının kişiye özel hazırlandığını belirtti. “Çocuklar buraya ilk geldiklerinde hastane ortamını korkutucu bulabilirler. Bu yüzden ailelerin çocuklarını değerlendirme seansına getirirken onları rahatlatmaları önerilir,” dedi. Terapi sürecinin oyun ve etkileşim yoluyla ilerlediğini ekledi.
Şahin, bazı konuşma problemlerinin ileri yaşlarda da devam edebileceğini ve çözüm oranlarının yüksek olduğunu ifade etti. “Sesletim problemlerinde yüzde yüze yakın bir çözüm sağlanabilir. Otizm ve zihin engeli gibi durumlarla birlikte olan ikincil dil bozukluklarında ise uzun süreli eğitim planları yapılmaktadır,” diye belirtti.
Türkiye genelinde hasta sayısındaki artışla birlikte farkındalığın da arttığını söyleyen Şahin, “Öğretmenler ve veliler, gelişim problemlerini erken fark edip Dil ve Konuşma Terapisti'ne başvurabiliyorlar. Bu artışla birlikte terapi ihtiyacı olan bireylerin sayısında da bir artış yaşanıyor,” dedi.
Günümüzde çocuklarda dil ve konuşma problemleri konusunda farkındalık ve erken müdahale önemini korurken, ailelerin ve uzmanların işbirliği ile bu sorunların üstesinden gelinmesi mümkün olmaktadır.
Anne Nurcan Gökçe oğlunun tedavisi için yardım bekliyor
Sömestrde ailece İzmir’de gezilecek yerler: Çocuklarla eğlenceli bir tatil
Survivor’da eleme potası netleşti: Düello finaline kimler kaldı?
Otomotiv devinin 2024 rakamları açıklandı: Araç teslimatında düşüş görüldü
İzmir Valisi Elban'dan terörsüz Türkiye vurgusu
'100 milyonluk yatırım ile İzmir’e borcumuzu ödüyoruz'
Yeni yılda barajlara can suyu: İşte İzmir’in barajlarında son durum
İZENERJİ TİS’te 8 madde kabul edildi, 5 madde ertelendi
Menemen’de ilk üç taşınmazın satışı gerçekleştirildi
Başkan Tugay’dan Ballıkuyu'da kentsel dönüşüm mesajı
Son Girilen Haberler
Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan CHP'ye kırmızı kart göndermesi
Özgür Özel'in "kırmızı kart" göstermesine de tepki gösteren Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bu dahiyane fikir için başta Özel olmak üzere CHP yönetimini tebrik ediyorum.." diye konuştu.
Oylama 25 Ocak’a kadar devam edecek: Urla Bağ Yolu finale kaldı
Urla Bağ Yolu, “25 Yeşil Destinasyonlar Halkın Seçimi Ödülü” yarışmasında finale kaldı.
Algofobi: Acı çekme korkusu nedir?
İrrasyonel bir ağrı korkusu yaşamak, kişinin yaşam kalitesini olumsuz etkiler. Algofobinin nedenleri, belirtileri ve tedavi yollarıyla bu korkuyu kontrol altına almanın yollarını keşfedin.