Her 4 kişiden yalnızca biri organ bağışı yapıyor

Dr. Volkan Ertuğrul, pandemi sonrasında organ bağışlarının azaldığını belirterek, beyin ölümü gerçekleşen her 4 kişiden yalnızca birinin organ bağışı yaptığını söyledi.

Haber Giriş Tarihi: 08.11.2024 03:30
Haber Güncellenme Tarihi: 07.11.2024 12:17
Kaynak: İHA
Her 4 kişiden yalnızca biri organ bağışı yapıyor

3-9 Kasım Organ ve Doku Bağışı Haftası kapsamında, organ bağışının önemine değinen Anesteziyoloji ve Reanimasyon Uzmanı Dr. Volkan Ertuğrul, sağlık hizmetlerinin en hayati alanlarından birinin organ ve doku bağışı olduğunu vurguladı. Başhekim Ertuğrul, 2019'daki pandemi sonrası dönemde organ ve doku bağışlarında ciddi bir azalma yaşandığını belirtti. Yoğun bakımda beyin ölümü gerçekleşen her 4 hastadan yalnızca birinin organ bağışında bulunduğunu dile getiren Dr. Ertuğrul, bir kadavradan yapılan bağışla 8 kişinin hayatının kurtulabileceğini söyledi. Ayrıca, her 4 kişiden birinin bağış yapması durumunda 4 hayatın kurtulurken, geri kalan 3 kişinin organ bağışında bulunmaması nedeniyle 24 kişinin hayatının olumsuz etkilendiğini aktardı.

TEMEL SAĞLIK HİZMETLERİNİN İÇERİSİNDE YER ALIYOR

Uzman Dr. Volkan Ertuğrul, organ bağışının önemi hakkında bilgiler vererek, "Organ doku bağışı aslında temel sağlık hizmetlerinin içerisinde yer alan en önemli basamaklardan biridir. Bence nedeni şu, bir kişi bir organ ya bir doku bağışında bulunduğunda özellikle yoğun bakımlarda kadavradan nakli yapıldığında tek seferde 8 kişinin hayatını kurtarabiliyor. Ancak son dönemlerde, özellikle 2019’da yaşadığımız pandemi dönemi ve covid sonrasında bu doku ve organ bağışı sayısı oldukça azaldı. Her doku ve organ bağışı verebilecek potansiyelde yoğun bakımda beyin ölümü gerçekleşmiş her 4 hastadan sadece 1 hasta bağış yapıyor. Yani geriye kalan 3 kişiyi 8 ile çarptığımızda toplam 24 kişinin hayatı maalesef boşa gidiyor. Bu konuda farkındalığın artması lazım. Covid öncesinde oldukça güzel bir ivme yakalanmıştı. Sayılar güzeldi ama pandemide yoğun bakımlara güvenin sarsılması, huzursuzluklar ve psikolojik eğilimler organ ve doku bağışının sayısını azalttı. Vaziyet böyle olunca biraz önce de söylediğim gibi, normal şartta bir organ ve doku nakli yapıldığında 8 potansiyel hastanın (Bunlar böbrek, karaciğer ve kalp yetmezliği olan hastalar) makinelere ya da ilaçlara bağımlı bir şekilde hem devlete mali olarak yüksek boyutta hem de insani ve sosyal anlamda yaşayamaz konumda kronik süreçleri devam ediyor. Organ ve doku bağışı yaparsak bu kişilerin hayatlarına dokunabiliriz, sosyal ve finansal hayata geri dönüş sağlarlar" ifadelerini kullandı.

ORGAN, DOKU BAĞIŞI 2 ŞEKİLDE İNCELENENİR

Dr. Ertuğrul, organ ve doku başlığının iki ana başlık altında incelendiğini söyleyerek, sözlerine şu şekilde devam etti:

"Organ, doku bağışı 2 şekilde incelenebilir. Aslında bir kişi başka bir kişiye canlıdan canlıya bağışta bulunabilir ama bunlar hayati olmayan yedekli organlar olmalı. Mesela vatandaş karaciğerin bir parçasını yakınına devredebilir veya bir böbreğini yakınına ya da sevdiğine verebilir. Ancak kısıtlı ve dikkatli olmak zorundayız. Bağışlayan kişinin de hayati tehlikesi olabileceğinden dikkatli olunması gereken bir grup. Diğer grup ise örneğin yoğun bakıma motosiklet kazasıyla gelmiş 25 yaşındaki bir erkek, solunum fonksiyonları bozulmuş, beyin alt bölgesinde bulunan beyin sapı refleksleri kalmamış, yani artık tek başına nefes alıp veremiyor ve kişi artık o kişi değil. Laboratuvar, tetkikler, nöroloji, beyin cerrahisi, anestezi uzmanı ile radyolojik tetkiklerle bu sağlanmış ve görülmüş ki, bu kişinin tıbben beyin ölümü var. Bu bir koma değil, komadan daha ileri seviyede. Bu kişinin sağlam olan kalbi, akciğer, karaciğeri ki karaciğeri bölünüp 2-3 kişiye verilebilir, 2 böbreği ve pankreası organ bekleyen insanlara nakledilebilir."

Kaynak: İHA

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.