Uzmanından safra kesesi taşı hakkında bilgilendirme
Uzmanından safra kesesi taşı hakkında bilgilendirme
Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. İbrahim Tayfun Şahiner, safra kesesi taşı hakkında önemli bilgiler verdi.
Haber Giriş Tarihi: 26.12.2024 06:30
Haber Güncellenme Tarihi: 25.12.2024 12:53
Kaynak:
İHA
https://www.ilksesgazetesi.com
Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. İbrahim Tayfun Şahiner, son yıllarda beslenme alışkanlıklarındaki olumsuz değişiklikler, safra kesesi taşı hastalığında belirgin bir artışa neden olduğundan söz etti.
Safra kesesinde taş oluşması ile ilgili açıklamalarda bulunan Prof. Dr. Şahiner, “Safra sıvısı, safra asitleri, kolesterol ve çeşitli minerallerden oluşmaktadır. Safra asitleri veya kolesterol dengesindeki bozukluklar, safra sıvısının kıvamını etkileyerek öncelikle safra çamuru, ardından safra taşının oluşmasına neden olmaktadır. Hızlı kilo alıp verme, şeker hastalığı, dengesiz beslenme ve gebelik safra taşı oluşumuna yatkınlığı artırabilir. Ayrıca, safra kesesinin fizyolojik olarak çalışmasını olumsuz yönde etkileyebilecek mide cerrahisi, yemek borusu cerrahisi, obezite ameliyatları gibi çeşitli cerrahi operasyonlar, safra kesesinde taş oluşumunu kolaylaştırabilir” dedi.
SAFRA TAŞININ BELİRTİLERİ
Prof. Dr. Şahiner, safra taşının belirtileri ile ilgili olarak, “Safra kesesinde taş varlığında, çoğu zaman hastada mide ağrısı, hazımsızlık, yemeklerden sonra şişkinlik, karın sağ üst kısmında ve bazen sırta doğru yansıyan ağrılar gözlemlenebilir. İlerlemiş hastalıklarda ise ateş, bulantı, kusma ve safra yolu tıkanıklığı durumlarında sarılık meydana gelebilir. Bu semptomların bir kısmı, mide ve on iki parmak bağırsağı hastalıklarında da görülebileceğinden, ayırıcı tanı yapmak oldukça önemlidir” ifadelerini kullandı.
KARIN ULTRASONOGRAFİSİ ÇEKİLMELİ
Safra taşı tanısının nasıl konulduğu ile ilgili bilgi veren Prof. Dr. Şahiner, “Safra kesesinde taş varlığından şüphelenildiğinde, ilk olarak hekime başvurulmalı ve ayrıntılı bir fizik muayene yapılmalıdır. Safra kesesi hastalıklarında öncelikle yapılması gereken tetkik, karın ultrasonografisidir. Ardından, kan biyokimyası ve tam kan sayımı gibi testlerle mevcut iltihabi durumlar veya varsa safra yollarındaki tıkanıklıklar değerlendirilir. Gerekli görülürse, safra kesesi ve safra yollarını görüntülemek için MR kullanılabilir” diye konuştu.
Safra kesesi taşının tedavisi ile ilgili açıklamada bulunan Prof. Dr. Şahiner, “Safra kesesindeki taşın tedavisi, 'kolesistektomi' adı verilen ameliyatla safra kesesinin alınmasıdır. Günümüzde altın standart olarak kapalı (laparoskopik) yöntemle ameliyat gerçekleştirilmektedir. Ameliyat, yaklaşık 2 cm büyüklüğündeki 3 veya 4 küçük kesiden kamera ve el aletleri yardımıyla yapılır. Safra kesesi, içerisindeki taşlarla birlikte alınır ve patolojik inceleme için gönderilir. Kapalı yöntemle yapılan ameliyat, hastaya birçok avantaj sağlar. Bunlar arasında, ameliyat sonrası ağrının minimal olması, yara yeri enfeksiyonunun çok düşük bir risk taşıması ve hastanın kısa sürede normal yaşantısına dönmesi yer alır. Genellikle, hastalar ameliyat günü takip amacıyla hastanede yatırılır ve ertesi gün taburcu edilir” dedi.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. İbrahim Tayfun Şahiner, safra kesesi taşı hakkında önemli bilgiler verdi.
Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. İbrahim Tayfun Şahiner, son yıllarda beslenme alışkanlıklarındaki olumsuz değişiklikler, safra kesesi taşı hastalığında belirgin bir artışa neden olduğundan söz etti.
Safra kesesinde taş oluşması ile ilgili açıklamalarda bulunan Prof. Dr. Şahiner, “Safra sıvısı, safra asitleri, kolesterol ve çeşitli minerallerden oluşmaktadır. Safra asitleri veya kolesterol dengesindeki bozukluklar, safra sıvısının kıvamını etkileyerek öncelikle safra çamuru, ardından safra taşının oluşmasına neden olmaktadır. Hızlı kilo alıp verme, şeker hastalığı, dengesiz beslenme ve gebelik safra taşı oluşumuna yatkınlığı artırabilir. Ayrıca, safra kesesinin fizyolojik olarak çalışmasını olumsuz yönde etkileyebilecek mide cerrahisi, yemek borusu cerrahisi, obezite ameliyatları gibi çeşitli cerrahi operasyonlar, safra kesesinde taş oluşumunu kolaylaştırabilir” dedi.
SAFRA TAŞININ BELİRTİLERİ
Prof. Dr. Şahiner, safra taşının belirtileri ile ilgili olarak, “Safra kesesinde taş varlığında, çoğu zaman hastada mide ağrısı, hazımsızlık, yemeklerden sonra şişkinlik, karın sağ üst kısmında ve bazen sırta doğru yansıyan ağrılar gözlemlenebilir. İlerlemiş hastalıklarda ise ateş, bulantı, kusma ve safra yolu tıkanıklığı durumlarında sarılık meydana gelebilir. Bu semptomların bir kısmı, mide ve on iki parmak bağırsağı hastalıklarında da görülebileceğinden, ayırıcı tanı yapmak oldukça önemlidir” ifadelerini kullandı.
KARIN ULTRASONOGRAFİSİ ÇEKİLMELİ
Safra taşı tanısının nasıl konulduğu ile ilgili bilgi veren Prof. Dr. Şahiner, “Safra kesesinde taş varlığından şüphelenildiğinde, ilk olarak hekime başvurulmalı ve ayrıntılı bir fizik muayene yapılmalıdır. Safra kesesi hastalıklarında öncelikle yapılması gereken tetkik, karın ultrasonografisidir. Ardından, kan biyokimyası ve tam kan sayımı gibi testlerle mevcut iltihabi durumlar veya varsa safra yollarındaki tıkanıklıklar değerlendirilir. Gerekli görülürse, safra kesesi ve safra yollarını görüntülemek için MR kullanılabilir” diye konuştu.
Safra kesesi taşının tedavisi ile ilgili açıklamada bulunan Prof. Dr. Şahiner, “Safra kesesindeki taşın tedavisi, 'kolesistektomi' adı verilen ameliyatla safra kesesinin alınmasıdır. Günümüzde altın standart olarak kapalı (laparoskopik) yöntemle ameliyat gerçekleştirilmektedir. Ameliyat, yaklaşık 2 cm büyüklüğündeki 3 veya 4 küçük kesiden kamera ve el aletleri yardımıyla yapılır. Safra kesesi, içerisindeki taşlarla birlikte alınır ve patolojik inceleme için gönderilir. Kapalı yöntemle yapılan ameliyat, hastaya birçok avantaj sağlar. Bunlar arasında, ameliyat sonrası ağrının minimal olması, yara yeri enfeksiyonunun çok düşük bir risk taşıması ve hastanın kısa sürede normal yaşantısına dönmesi yer alır. Genellikle, hastalar ameliyat günü takip amacıyla hastanede yatırılır ve ertesi gün taburcu edilir” dedi.
TikTok’un tahtını o uygulama aldı: İndirme rekoru kıran platform zirveye yerleşti
Polis katliam yaptı: 5 ölü!
Anne Nurcan Gökçe oğlunun tedavisi için yardım bekliyor
İZENERJİ TİS’te 8 madde kabul edildi, 5 madde ertelendi
EGİAD, Özhelvacı dedi
Yeni yılda barajlara can suyu: İşte İzmir’in barajlarında son durum
İzmir Valisi Elban'dan terörsüz Türkiye vurgusu
'100 milyonluk yatırım ile İzmir’e borcumuzu ödüyoruz'
İzmir Valiliği’nden Elektronik Yabancı Dil Sınavı adaylarına önemli duyuru
Dr. Adem Gökçöl: Tehlikeli olan genetiği değiştirilmiş organizmalardır
Son Girilen Haberler
Doktoru konuştu: Yılmaz Özdil’in sağlık durumu nasıl?
Özel bir hastanede tedavi gören gazeteci ve yazar Yılmaz Özdil’in sağlık durumu hakkında hastane başhekimi Dr. Mustafa Engin Çakmakçı açıklama yaptı. Peki Yılmaz Özdil’in sağlık durumu nasıl? İşte detaylar…
Narin Güran cinayetinde yeni gelişme: Anne Yüksel Güran için tahliye talebi
Diyarbakır’da 8 yaşındaki Narin Güran'ın ölümüne ilişkin davada, ağırlaştırılmış müebbet cezası alan anne Yüksel Güran’ın avukatı tahliyesini talep etti
İzBB Meclisinde İZULAŞ’a 700 milyon TL sermaye artışı
İzmir Büyükşehir Belediyesi ocak ayı olağan meclis toplantısının 2’nci birleşiminde İZULAŞ’a 700 milyon TL sermaye artışı yapıldı