Sevgi bulamayan eşya biriktiriyor

İnsanların hayatlarındaki eksiklikleri doldurmak için istifçilik yaptığını söyleyen Psikolog İlknur Peder, istifçilik yapan insanların genellikle evli olmayan kişiler olduğunu belirtti.

Haber Giriş Tarihi: 24.10.2024 10:02
Haber Güncellenme Tarihi: 24.10.2024 10:09
Muhabir: BERKAY ERDEN
Sevgi bulamayan eşya biriktiriyor

Medya ve televizyon programlarında zaman zaman “çöp ev” olarak yer bulan istifçilik, duygusal ve sosyal bazı eksikliklerin sonucu olarak ortaya çıkabilen bir hastalıkken; uzmanlara göre eşya istifleyen kişiler genellikle evli olmayan ve çocukluğunda ihmal edilmiş kişilerden oluşuyor. İstifçilik hastalığı üzerine açıklamalarda bulunan Psikolog İlknur Peder, bazı ağır vakalarda ilaç kullanımı gerekmesiyle birlikte istifçiliğin terapi ile atlatabilecek bir psikolojik hastalık olduğunu söyledi. Herkesin bir eşya ile bağ kurabildiğini aktaran Psikolog Peder, karar anı geldiğinde istifçilerin eşyayı atamadıklarını belirtti. 

Duygusal nedenleri var

Bireyleri istiflemeye sevk eden nedenlerin başında duyguların geldiğini açıklayan Psikolog Peder, sevgi eksikliği, kariyer sorunları ve depresyonun bu hastalığa neden olabileceğini belirtti. Kişilerin eksikliğini hissettiği şeyin boşluğunu eşyalar ile doldurmaya çalıştığını ifade eden Psikolog Peder, “İstifçilik sendromu veya istifleme bozukluğu olarak bilinen kompulsif istifleme, yaşam alanlarını kapsayan nesneleri atma isteksizliği ile karakterize edilen bir davranış kalıbı veya bozukluğudur. İstifleme hastalığı genellikle duygusal nedenlere dayanmaktadır. Kişi hayatında eksikliğini hissettiği bir şeyi bu şekilde kapatma yoluna gider ve ileride kişiyi yavaş yavaş sıkıntıya sokmaya başlar. Bu durumlar ortadan kalktığında kişi iyileşme sürecine girebilir. Bu durumların ortadan kalkabilmesi için nedenlerinin belirleniyor olması gerekmektedir. Ağır depresyon, bunama, psikoz, sevgi eksikliği, kariyer sorunları, yalnızlık duygusu, başarısızlık hissi bu nedenlerden bazılarıdır. İstifleme hastalığı olanlar biriktirdikleri şeylerle bağlar kurarlar, sevgi eksikliği varsa, kariyerinde bir sorun varsa, eşyalarla bir bağ kurar” şeklinde konuştu.

İstifçilik yapanlar genelde bekar

Hastalığa yakalanan kişilerin genel özelliklerinden bahseden Psikolog Peder, yalnız yaşayan ve bekar kişilerde hastalığın daha sık görüldüğünü söyledi. Maddi sıkıntıların da hastalıkta önemli payı olduğunu belirten Psikolog Peder, “Kişinin sakladığı eşyalar günlük yaşam işlevselliğini bozmaya başladığında, günlük hayatı ciddi bir şekilde olumsuz anlamda etkilediğinde, bu davranış örüntüsü kişide strese yol açtığında ve diğerleri ile ilişkisinde sıkıntılar yarattığında ve kişide sağlık sıkıntıları oluştuğunda bir hastalıktan söz etmeye başlayabiliriz. Yine bu tanıyı koyduğumuz kişiler genellikle; yalnız yaşayan, evli olmayan, ihmal edilmiş bir çocukluk dönemi yaşamış, ailelerinde benzer tanılar almış kişiler olan ve maddi sıkıntıları olan kişilerdir” diye ifadeler aktardı.

Aradaki farkı atmak ve atamamak belirler

Normal bireyler ile hastalığa sahip bireyler arasındaki farkı açıklayan Psikolog Peder, normal insanların da eşyalar ile bağ kurabileceğini söyledi. Normal bireylerin bağ kurdukları eşyayı atmak zorunda kaldıklarında atabildiklerini dile getiren Psikolog Peder; “İstifleme hastalığı yavaş yavaş başlamakta ve yıllara yayılmaktadır. Tümör ya da benzer hastalıklarda bu durum aniden ortaya çıkar. İstifçilikte insanlar, benim işime yarar, gelecekte kullanılır ve anısı var diye durum yavaş yavaş hal alır. Bu böyle devam eder. İstiflediği eşyalar yüzünden yeni bir depo kiralayan, ev alan insanlar vardır. Normal olan insanlar da eşyalarıyla duygusal bağ kurabilir. Buna rağmen bir seçim yapması gerekince bazı şeyleri atması gerekiyordur ve atar. Hayatın daralıyor olması eşyalardan vazgeçmemizi kolaylaştırır. Ancak istifçiler, istifleme hastalığı olanlar bunu asla yapmazlar. Hiç anlamı olmayan eşyaları, işlevsel olmayan şeyleri tutarlar” şeklinde bilgiler paylaştı.

Terapi ile tedavi mümkün

Hastalığın tedavisinin mümkün olduğuna söyleyen Psikolog Peder, uygulanan terapi ile danışanların onu istifçiliğe yönelten dürtüyü kabullendiğini söyledi. Ağır vakalarda antidepresan da kullandırılabildiğini belirten Psikolog Peder, açıklamalarını şu sözler ile bitirdi: “Biriktiricilik Bozukluğuna sahip olan kişiler genellikle yakın çevreleri tarafından bir psikolog ya da terapiste yönlendirilir. Biriktiricilik bozukluğu tedavi edilebilirdir. Uzman psikolog danışan üzerinde bir değerlendirme uygular. Değerlendirme bu hastalığın hayatınızı ne kadar ve ne yönde etkilediği, durumu sizin nasıl algıladığınız, rahatsız olup olmadığınız, ne zamandan beri bu belirtilere sahip olduğunuz gibi soruları içerir. Bu değerlendirmenin sonuçlarına göre uygun terapi yöntemi belirlenir.  Danışan kendisini istiflemeye yönelten dürtüyü tanımayı ve onu değiştirmeyi, baskılamayı öğrenir. Motivasyon odaklı çalışmalar yapılabilir. Aynı zamanda bozukluğun şiddetine bağlı olarak antidepresan ilaçlar da kullanılabilir. Danışan ve çevresinin iletişimi ve etkileşimi de çok önemlidir. Çünkü bu bozukluğun temel sebeplerinden biri yalnızlık ve sosyal izolasyon olduğu için, bu süreçte kişinin çevresinden gelen motivasyon ve destek, terapi için oldukça anlamlı ve değerlidir. Terapi desteği aynı zamanda kişinin kendine ve hayatına yönelik pozitif düşünceler oluşturmasına olanak sağlar. Kendine yönelik yıkıcı düşünceleri yok etmesine bunun yerine pozitif düşünceler geliştirmesine yardımcı olmaktadır.”

Kaynak: BERKAY ERDEN

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.