Tek tip güzellik algısı tahammülü azaltıyor

Günümüzde oldukça popüler hale gelen estetik operasyonların altındaki psikolojik nedenlere değinen Can Derdiyok, iletişim kanalları ile inşa edilen tek tip algısının farklılığa ve ötekilere olan tahammülü azalttığını söyledi.

Haber Giriş Tarihi: 21.01.2025 10:05
Haber Güncellenme Tarihi: 21.01.2025 10:15
Muhabir: BERKAY ERDEN
Tek tip güzellik algısı tahammülü azaltıyor

İletişim kanalları üzerinden oluşan güzellik algısı nedeniyle bireylerde giderek daha sık estetik operasyon izlerine rastlanmaya başlarken; bu yaygınlaşmanın temelinde psikolojik ve sosyolojik nedenler de yatabiliyor. Toplumda hâkim hale gelen tek tip güzellik algısının farklılıklara olan tahammülü azalttığını belirten Psikolojik Danışman Can Derdiyok, estetik operasyonların kişiyi bedenine ve benliğine yabancılaştırdığını dile getirdi. Bağımlılık haline gelen estetik operasyonların önlenmesi için kamu kurumlarına büyük sorumluluk düştüğünü aktaran Derdiyok, insanlar söz konusu olduğunda tek tip bir güzellikten bahsedilemeyeceğinin altını çizdi.

GÜZELLİK ALGISI İLETİŞİM KANALLARI İLE YAYILIYOR

Estetik operasyonların bu denli yayılmasında iletişim kanallarının etkisine dikkat çeken Derdiyok, bu kanallar kullanılarak toplumda tek tip bir güzellik algısı yaratıldığına vurgu yaptı. İnşa edilen tek tip algısıyla farklılıklara tahammülün azaldığını belirten Derdiyok, “Estetik operasyonlar dediğimizde burun, meme, saç gibi bedenin pek çok bölgesini içeren, hatta günümüzde bedenin neredeyse bütününe yayılan, çoğunlukla cerrahi operasyonları anlıyoruz. Estetik operasyonların ekonomik hacmine ve yapılan operasyonların sayısına baktığımızda bu operasyonlara talebin son zamanlarda oldukça arttığını gözlemliyoruz. Dolayısıyla bu artışla birlikte bu operasyonları toplumun geneline yayıldığını söyleyebiliriz. Şimdi bu toplumun geneline yayılma durumu sadece tıbbi değerlendirmelerin ötesinde sosyolojik ve psikolojik değerlendirmeleri de gerektiriyor. Estetik operasyonlara yönelik talepteki artışın ardında basın, internet ve sosyal medya aracılığıyla toplumun önemli bir kesimine empoze edilen güzellik algısı olduğunu söyleyebilirim. Sosyal medya platformları, reklamlar, kişiler arası etkileşim ve başka yollarla inşa edilmeye çalışılan bu algı esasında bireyler tek tipleştiriliyor. Beyaz tenli, sarı saçlı, ince ve kaslı vücut hatlarına sahip olan bireylerin daha güzel göründüğü ve daha çok beğeni alabileceği iddiası toplumun geneline yayılıyor. Bu oldukça tehlikeli bir durum. Çünkü insan türüne bakıldığında toplumsal yaşam bir bağlamda çoğulculuğun ve farklılıkların birlikteliği sayesinde mümkün olabiliyor. Farklı görüşler, farklı düşünceler kadar farklı fiziksel özelliklerle insanız. Bu inşa edilen tek tipleştirme durumuyla farklılıklara ve ötekinde tahammülün azaldığını görebiliyoruz. Bu da toplumsal açıdan oldukça tehlikeli bir durumu beraberinde getiriyor. Algı manipülasyonlarına karşı durabilmenin en önemli yolu da kendimize bu operasyonu ne için istediğimizi sorup cevaplandırmaktır” şeklinde konuştu.

ÇOCUK HAKLARI İHLAL EDİLİYOR

İnsanların estetik algısının çocukları bile etkilediğinden bahseden Derdiyok, sürecin çocukların bedenine müdahale edecek düzeye geldiğini aktardığı açıklamasında, “Burada belirtmek gerekir ki ne yazık ki çocukların bedenine müdahale etmeye kadar varan şiddet süreçlerin yaşandığını görüyoruz. Çünkü çocukların bedenine müdahale etmek yalnızca bakım verenin ebeveynin takdirinde değildir. Çocuğun karar vermesi hukuki anlamda 18 yaşını geçtiğinde mümkün olacağı için gerekli tıbbi durumlar dışında bu müdahaleler çocuk haklarının ihlalidir” dedi.

KİŞİ BENLİĞİNE VE BEDENİNE YABANCILAŞIYOR

Estetik operasyonlar ile kişinin fiziksel özelliklerini değiştirme istediğini bireyin kendine yabancılaşması olarak ifade eden Derdiyok, beden ile benlik arasında oluşan mesafenin nedeninin psikolojik olduğunu belirtti. Oluşan yabancılaşmanın bireyi savunmasız bıraktığını da ifade eden Derdiyok, “Bireylerin kendi fiziksel özelliklerinden ayrılma isteği bir yabancılaşma sorunu olarak karşımıza çıkıyor. İnsanın bedeni ve benliğiyle oluşan mesafenin artışı oldukça psikolojik bir zemine dayanıyor ve bu birtakım psikolojik sorunların temelini oluşturuyor. Kaygı ve stres gibi semptomlar bu yabancılaşma durumundan hareketle açığa çıkabiliyor. Yabancılaşma uzun bir süreç ve yaşamın bir parçası. Ancak hiçbir zaman neredeyse her şeyin alınıp satılır bir metaya dönüştürüldüğü günümüzdeki kadar yüksek bir düzeye ulaşmamıştı. Dolayısıyla bu yabancılaşma konusunun günümüzdeki neoliberal kapitalist ilişkiler ağında bu kadar yoğunlaşması bireyleri çeşitli davranışlara itiyor. Estetik operasyonlar da bunun bir parçası. Stresin ve kaygının düzeyinde artış gözlemliyoruz. Kendi bireysel benliğimizle ve bedenimizle olan mesafeyi en aza indirmek önemli bir görevimiz. Birey kendi benliğine ve bedenine yabancılaştığında gözü başka bir şey görmüyor ve bu yabancılaşma bireyi savunmasız hale getiriyor. Operasyonu ne pahasına olursa olsun ne kadar zaman alırsa alsın yapmayı isteyebiliyor. Ancak burada bir problem var. Bunu yaptığında birey doyuma ulaşamayabiliyor” şeklinde ifadeler aktardı.

YAPAY ZEKA BİLİNÇLİ KULLANILMALI

Son zamanın modası olan yapay zekâ ve yapay zekâ destekli görsel uygulamaların da kişiyi estetik operasyonlara yönlendirebileceğin bahseden Derdiyok, yapay zekanın kullanıcısına farklı görünüşleri gözünde canlandırma imkânı sağladığına dikkat çekti. Bireylerin yapay zekâ kullanımında bilinçlendirilmesi gerektiğini söyleyen Derdiyok, “Şimdi günümüzde yapay zekâ önemli bir kavram olarak ön plana çıkıyor ve gelişimi henüz çok yeni. Dolayısıyla yapay zekâ araçlarının kullanımı, yapay zekâ araçlarının farklı alanlardaki işlevine dair birtakım şeyler söyleyebilmek için erken. Ancak konumuz özelinde değinecek olursak bireyin kendi olmak istediği, kendinin dışında olmak istediği yere gitmesini yakınlaştıran veya uzaklaştıran bir işlem görüyor yapay zekâ burada. Vücudunun herhangi bir bölgesine örneğin burnunda estetik bir operasyon yaptırmak istiyor ve yapay zekaya soruyor. Yapay zekâ ona farklı seçenekler çıkarıyor ve o seçenekler çerçevesinde bireyin kendisi bir seçim yapma durumunda kalıyor. Az önce bahsettiğim yabancılaşma olgusundan hareket edersek yapay zekâ burada insanın kendi benliğine, fiziksel özelliğine, bütünlüğüne, toplumsal ilişkilerine zarar verme konumunda işlev alıyorsa bunun kullanımı tehlikeli. Burada da kamusal otoriteye ciddi anlamda önemli bir görev düşüyor. Dolayısıyla, bu konuda eğitim çalışmaları yürütülmeli ve bu araçların kullanılması sırasında bireylerin bilinçli olması sağlanmalı” ifadelerini kullandı.

BAKANLIK YETERLİ DENETİM YAPMIYOR

Estetik operasyonlar ve diğer bağımlılıklar konusunda Sağlık Bakanlığı’nın denetimler yapmadığını söyleyen Derdiyok, kamudaki ruh sağlığı uzmanı istihdamının arttırılması gerektiğini belirtti. Radyo Televizyon Üst Kurulu’nun da (RTÜK) medya içeriklerinde toplum yararını gözetmesi gerektiğini aktaran Derdiyok, “İnsanın doğumundan ölümüne kadar sağlık hizmetlerine ulaşımı ve erişimi kamusal otorite tarafından sağlanmalı. Günümüzde Türkiye'de sağlık özellikle son 10-15 yıldır parasal ilişkiler ağının içinde ilerler durumda. Çok klasik bir mottoyla özetlersek ‘paran kadar sağlık’ uygulaması hâkim ülkemizde. Ekonomik krizin etkisiyle birlikte insanlar en temel sağlık hizmetlerinden mahrum bırakılıyorlar. RTÜK kendi görevi dışındaki başka şeylerle uğraşmak, iktidarın siyasal aracı olarak konumlanmak yerine bu tarz noktalarda uzmanlarla çalışarak reklamların, dizi ve film gibi içeriklerin bu bağlamda toplum yararına kullanılabilecek şekilde yapılmasını sağlamak zorunda. Psikologların, psikolojik danışmanların, psikiyatristlerin kamuda daha fazla istihdam edilmesi ve bu istihdamdan hareketle önleyici çalışmalar yapabilmesi gerekir. Biz bunu yapabilmekten yoksunuz. Sağlık Bakanlığı, kendini denetleyemiyor. Sadece estetik başlığında oluşan bağımlılık durumları değil, tütün bağımlılığı, kumar bağımlılığı gibi çeşitli bağımlılık alanları var. Burada öncelikle önleyici çalışmalar, insanlara doğrudan ulaşılarak yapılabilir, grup çalışmalarıyla yapılabilir. Bunlar yapıldıktan sonra velev ki gerçekten bağımlılık başladı. Bu noktada gerçekten de Sağlık Bakanlığına önemli misyon düşüyor ve bağımlılığı önleme çalışmalarına ek olarak krize müdahale çalışmalarının yapılması gerekiyor. Ancak ne yazık ki günümüzde bunların yapılmadığını görüyoruz ve dolayısıyla bu toplumsal bir sorun alanına dönüşmeye başlıyor” şeklinde konuştu.

ASIL GÜZELLİK ÇEŞİTLİLİKTİR

İnsanlar söz konusu olduğunda tek bir güzellikten söz edilemeyeceğinden bahseden Derdiyok, toplumsal çeşitliliği oluşturan güzelliklerin önemine dikkat çektiği açıklamasını şu sözler ile bitirdi: “Güzellik, çeşitli faktörlere göre değişen bir algıyı yansıtır. Özellikle insanlar söz konusu olduğunda tek bir güzelden değil, toplumsal çeşitlilik içindeki güzelliklerden söz edebiliriz. Bu bağlamda kendimize hatırlatmamız gereken şey; o toplumsal çeşitliliği oluşturan güzelliklere bizim kendi benliğimiz ve bedenimizle yapacağımız katkının önemli olacağıdır. Dolayısıyla ben bu haberi okuyan insanlara naçizane bir öneri vereceksem o da bu olacaktır diyorum.”

Kaynak: BERKAY ERDEN

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.