[title] - [author]|İlkses Gazetesi

Estetik yapmanın caiz olmama sebebi nedir?

Yazının Giriş Tarihi: 10.01.2024 09:17
Yazının Güncellenme Tarihi: 10.01.2024 09:17

İslam dini, insanın yaratılıştan var olan güzelliklerini daha belirli hale getiren, takı takma, saçları tarama, meşru ölçüde süslenme, güzel giyinme... gibi davranışları mubah kılmıştır. Ancak, fıtraten yani yaratılıştan verilmiş özellik ve şekillerin değiştirilmesini yasaklamıştır. Nitekim Rasulüllah Efendimiz, süslenmek maksadıyla vücutlarına dövme yapan veya yaptıranlara, dişlerini yontarak seyrekleştiren ve şeklini değiştirenlere lanet etmiştir. Buna göre, Allah’ın yarattığı şekli beğenmeyerek, ameliyatla bazı uzuvların şekillerini değiştirmek, tabiî güzelliğin fevkinde güzellik aramak dinen caiz değildir. Çünkü bu yaratılışı beğenmemektir. İslam dini de bundan dolayı estetik ameliyatı caiz görmemektedir. Kur’an-ı Kerim, şeytanın “Şüphesiz onlara emredeceğim de Allah’ın yaratılışını değiştirecekler” (Nisa, 4/ 119) dediğini naklederek, bu tür davranışları şeytanî işler olarak nitelemektedir. Ancak zaruri bir durum varsa trafik kazasında yüzün parçalanması misali estetik olmada bir sakınca yoktur.

Namazların kılınışı ve rekat sayısı neye göre belirlenmiştir?

İslam dininde ibadetler tevkifidir. Yani hem farz oluş gerekçelerinin hem de uygulamalarının her yönüyle akılla bilinmesi mümkün değildir. Aynı şekilde ibadetlerle ilgili hususlar Kur’an’da genel olarak emredilmiş, Hz. Peygamber’in uygulamasıyla belirgin hâle gelmiştir. Kur’an’da, namazların belli vakitlerde farz kılındığı ve kıyam, kıraat, rükû ve secde gibi birtakım rükünlerinin olduğu bildirilmiş ancak söz konusu ibadetin detayları ve namaz içerisinde yapılması gereken diğer davranışlar ile ilgili hususlar Hz. Peygamber’in sünnetine bırakılmıştır. Nitekim sevgili Peygamberimiz, “Beni namazı nasıl kılarken gördüyseniz siz de öyle kılınız” (Buhârî, “Ezan”, 18) buyurmuştur. Buna göre namazla ilgili genel hüküm, rükün ve şartlar Kur’an’la, bunlara ilişkin ayrıntılar ise Hz. Peygamberin sünnetiyle belirlenmiştir.

Gözden akan yaş namazı bozar mı?

Namazdayken hastalıktan veya esnemekten gelen gözyaşı namazı bozmaz. Aynı şekilde Allah sevgisi ve Allah korkusundan dolayı ağlamak da namazı bozmaz. Hz. Peygamberin secde ettiği yeri ıslatacak kadar ağladığına dair rivayetler var. Kısaca namazda süt akıntısı, ter, gözyaşı, burun akıntısı abdesti de namazı da bozmaz.

Ezan okunmaya başlar başlamaz namaz kılınabilir mi?

Namaz kılmada esas olan ezanın okunması değil namaz vaktinin girmiş olmasıdır. Yani bir namaz vakti girmişse ezan okunmamış olsa dahi o namaz kılınabilir. Aynı şekilde bir namaz vakti girmemişse ezan okunsa dahi kılınmaz. Mesela hoca yanlışlıkla sabah namazı vakti girdi diye ezan okursa ve vakit girmemişse velev ki ezan okunmuş olsa dahi namaz kılınmaz kılınsa da geçersizdir. Çünkü vakit girmemiştir. Bu bağlamda namaz vakti girmişse ama gerek elektrik olmayışından, gerekse bir başka gerekçeden dolayı ezan okunmamışsa bile namaz vakti girmiştir. Kişi namazını kılabilir. Buna göre, vakit girmişse ezan okunurken namaz kılmamızda bir sakınca yoktur. Ancak imkân varsa ezanın bitimine kadar beklemek daha evladır.

Günün Ayeti

Ey iman edenler! Allah’a saygıda (takva) kusur etmezseniz, O size bir temyiz kabiliyeti verir, kötülüklerinizi örter ve sizi bağışlar. Allah büyük lütuf sahibidir. Enfâl,8/29.

Günün Hadisi

Bize silah doğrultan bizden değildir. (Buharî, “Fiten”, 7)

Günün Sözü

Ne yazık ki vücudun çöküşü, zekânın olgunluk zamanına rastlar. Ahmet Haşim

Günün Duası

Allah’ım geçmişte işlemiş olduğum günahlarımdan dolayı beni affeyle.

Bunları Biliyor Muyuz?

Dârülerkam Nedir?

Mekke döneminde Hz. Peygamber’in, Müslümanlara İslam’ı anlattığı, gelen vahyi tebliğ ettiği, topluca ibadet veya çeşitli görüşmelerin yapıldığı ve İslami eğitimin verildiği Erkam b. Ebi’l-Erkam’ın (ö. 55/675) evidir.

Günün Nüktesi

Allah Yolunda Öldürülenler…

Mesruk (Rahmetullahi Aleyh) şöyle dedi: “Biz, Abdullah ibni Mesud’a Allah’ın: “Allah yolunda öldürülenleri ölüler sanma! Hayır, onlar diridirler! Rab’leri katında rızıklanmaktadırlar. Allah’ın keremiyle kendilerine verdiklerinden mesrur olarak, arkalarında henüz (şehit olup) kendilerine yetişemeyenlere de korku olmadığına, onların da üzüntüye uğramayacaklarına sevinirler.” Ali İmran Suresi 169, 170 ayetinin tefsirini sorduk. Abdullah ibni Mesud şöyle dedi: −Biz de bunu sormuştuk da Rasulullah: −’Onların ruhları bir takım yeşil kuşların içindedirler. Onlar için Arşa asılmış kandiller vardır. Onlar cennette diledikleri her yere uçarlar sonra o kandillere girerler. Rab’leri onlara muttali olup: −’Herhangi bir şey arzu ediyor musunuz?’ buyurur. Onlar: −Ne arzu edelim ki? Biz cennette dilediğimiz her yere gidebiliyoruz derler. Rab’leri bunu onlara üç defa tekrarlar. Onlar kendilerine bu teklif edilmekten vazgeçilmeyeceğini görünce: −Ey Rabbimiz! Bizim senin yolunda tekrar öldürülmemiz için bizim ruhlarımızı cesetlerimize iade etmeni istiyoruz derler. Nihayet Rab’leri kendileri için bir şey istemediklerini görünce, onlar terk olunur’ dedi.”

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.