Sahne emekçilerine karşı nefret ve şiddet: Artık yeter!
Sahne emekçilerine karşı nefret ve şiddet: Artık yeter!
Sokak sanatçısı Cihan Aymaz’ın ‘istek parça’ çalmadığı gerekçesiyle katledilmesi, son dönemde artan müzisyen cinayetlerini yeniden gündeme taşıdı
Haber Giriş Tarihi: 10.05.2023 03:39
Haber Güncellenme Tarihi:
Kaynak:
Haber Merkezi
ilksesgazetesi.com
ÇAĞLA GENİŞ-ÖZEL HABER
İstanbul’un Kadıköy ilçesinde, Mehmet Caymaz isimli kişi rıhtımda şarkı söyleyen 30 yaşındaki sokak sanatçısı Cihan Aymaz’ı, istediği şarkıyı çalmadığı bahanesiyle bıçaklayarak öldürmüştü. Yaşanan vahim olay son dönemde artan müzisyen cinayetlerini yeniden gündeme getirdi. Sahne emekçilerine karşı nefret ve şiddet kültürüne dikkat çeken İzmir Müzisyenler Derneği Başkanı Oktay Çaparoğlu, mücadeleyi büyüteceklerini vurguladı. Güvencesiz, sigortasız, düşük ücretlerle çalışan, çoğu zaman müzisyenliğin dışında başka meslekler de yapmak zorunda kalan sanatçıların bir de şiddet tablosuyla karşı karşıya kalmasının içlerindeki çaresizlik ve öfkeyi büyüttüğünü söyleyen Çaparoğlu, “Nice canımız benzer şekillerde katledildi. Bir istek parça yüzünden, ya da mekanlarda tarafları olmadıkları kavgalarda silahlarına sarılan nefret ve hiddet dolu tiplerin kurşunlarına, bıçaklarına, yumruklarına maruz kaldılar” mesajını verdi.
NİCE CANIMIZ KATLEDİLDİ
Müzik emekçilerinin çeteleşmiş zihniyetin her zaman hedefi haline geldiğini belirten Çaparoğlu, “Şiddeti üreten bir siyaset söz konusu. Bugün toplumda yaygın bir tahammülsüzlük ve her meslek grubundan insanlara yönelik saldırılar söz konusu. Şiddetin temelinde ekonomik, sosyal, siyasal gerilimler ve çıkmazların rolü olduğu kadar, incelikten, nezaketten, görgü ve insani bilinçten uzaklaşmış bir ucubeleşmenin de payı var. Doktorlar, avukatlar, öğretmenler, sanatçılar da bu algıya sahip mafyatik maganda kültürüyle yoğrulmuş, cezasızlığa güvenen mahluklar tarafından saldırılara uğruyor, öldürülüyor, şiddet görüyor. İktidarından muhalefetine sirayet etmiş çatışmacı dil, kendinden olmayanı şeytanlaştırma ve suçlu gibi görme eğilimi de tuzu biberi oluyor. Güvencesiz, sigortasız, düşük ücretlerle zor koşullarda çalışan, çoğu zaman müzisyenliğin dışında başka meslekler de yapmak zorunda kalan sanatçıların bir de bu tablo ile karşı karşıya kalması içimizdeki çaresizlik duygusunu, öfkeyi büyütüyor. Nice canımız benzer şekillerde katledildi. Bir istek parça yüzünden, ya da mekanlarda tarafları olmadıkları kavgalarda silahlarına sarılan nefret ve hiddet dolu tiplerin kurşunlarına, bıçaklarına, yumruklarına maruz kaldılar” dedi.
DAHA ÇOK CİHANLAR KAYBEDECEĞİZ
“Artık yeter desek de her gün öldürülen, tecavüze ya da tacize uğrayan, şiddet gören dezavantajlı grupların örgütlenmesi, devleti önlem almaya zorlaması gerekiyor” diyen Çaparoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: “Kadına, çocuğa, mülteciye, LGBTİQ’ye, engellilere, hayvanlara yönelen şiddette kendini güçlü ve egemen olarak tanımlayan, kendi isteklerini yerine getirebilmek adına her yolu mubah gören korkunçluğun karşısında maalesef yasalar da yeterli olamıyor. Bu çıkışsızlık topyekun bir toplumsal kültür değişiminden başka bir seçeneğin olmadığı gerçeğiyle bizi yüz yüze bırakıyor. Demokratik bir toplum, özgürlükçü bir toplum olmadan, evrensel hak ve hukuka, temel değerlere sahip bir eğitim müfredatı geliştirmeden, sanatı, sanatçıyı, bir değer olarak görecek bir bilinç oluşmadan, saygı, tahammül ve birlikte yaşamın asgari şartlarına riayet edecek bir toplumsal kültür geliştirmezsek maalesef daha çok Cihanlar kaybedeceğiz.”
SÜRECİN TAKİPÇİSİ OLACAĞIZ
Dava sürecinin takipçisi olacaklarını dile getiren Çaparoğlu, “Bu alçakça cinayet ırkçı bir saik de barındırıyor. Arkadaşları, Kürtçe müzik yaptığı için önce sözlü sataşmaya ardından da bıçaklı saldırıya uğradığını söylediler. Bu tahammülsüzlük, bu kamplaşma, bu ötekine karşı duyulan nefret, bu pervasızca ve hayasızca cüret, ardından gelen cinayet ülkemizde siyasi çıkarları için farklı kesimlere karşı kışkırtıcı dil kullanmakta hiçbir beis görmeyen siyasilerin ve her an bu linç kültürünü üreten sistemin sonucudur. Hangi nedenle olursa olsun kimse öldürülmeyi hak etmiyor. Son dönemde özellikle müzisyenler başta olmak üzere, toplumun her kesiminde yükselen bu nefretin mağdurları ile dayanışmak bu saldırıların karşısında durmak zorundayız. Kadın cinayetleri, çocuklara ve mültecilere yönelen şiddet, LGBTI karşıtı kışkırtmalar nedeniyle faillerde yaratılan cesaret karşısında durmak zorundayız. Artık yeter diyoruz. Yüreğimiz öfke ve acıyla dolu. Hesabının sorulması için dava sürecinin takipçisi olacağız” vurgusu yaptı.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Sokak sanatçısı Cihan Aymaz’ın ‘istek parça’ çalmadığı gerekçesiyle katledilmesi, son dönemde artan müzisyen cinayetlerini yeniden gündeme taşıdı
ÇAĞLA GENİŞ-ÖZEL HABER
İstanbul’un Kadıköy ilçesinde, Mehmet Caymaz isimli kişi rıhtımda şarkı söyleyen 30 yaşındaki sokak sanatçısı Cihan Aymaz’ı, istediği şarkıyı çalmadığı bahanesiyle bıçaklayarak öldürmüştü. Yaşanan vahim olay son dönemde artan müzisyen cinayetlerini yeniden gündeme getirdi. Sahne emekçilerine karşı nefret ve şiddet kültürüne dikkat çeken İzmir Müzisyenler Derneği Başkanı Oktay Çaparoğlu, mücadeleyi büyüteceklerini vurguladı. Güvencesiz, sigortasız, düşük ücretlerle çalışan, çoğu zaman müzisyenliğin dışında başka meslekler de yapmak zorunda kalan sanatçıların bir de şiddet tablosuyla karşı karşıya kalmasının içlerindeki çaresizlik ve öfkeyi büyüttüğünü söyleyen Çaparoğlu, “Nice canımız benzer şekillerde katledildi. Bir istek parça yüzünden, ya da mekanlarda tarafları olmadıkları kavgalarda silahlarına sarılan nefret ve hiddet dolu tiplerin kurşunlarına, bıçaklarına, yumruklarına maruz kaldılar” mesajını verdi.
NİCE CANIMIZ KATLEDİLDİ
Müzik emekçilerinin çeteleşmiş zihniyetin her zaman hedefi haline geldiğini belirten Çaparoğlu, “Şiddeti üreten bir siyaset söz konusu. Bugün toplumda yaygın bir tahammülsüzlük ve her meslek grubundan insanlara yönelik saldırılar söz konusu. Şiddetin temelinde ekonomik, sosyal, siyasal gerilimler ve çıkmazların rolü olduğu kadar, incelikten, nezaketten, görgü ve insani bilinçten uzaklaşmış bir ucubeleşmenin de payı var. Doktorlar, avukatlar, öğretmenler, sanatçılar da bu algıya sahip mafyatik maganda kültürüyle yoğrulmuş, cezasızlığa güvenen mahluklar tarafından saldırılara uğruyor, öldürülüyor, şiddet görüyor. İktidarından muhalefetine sirayet etmiş çatışmacı dil, kendinden olmayanı şeytanlaştırma ve suçlu gibi görme eğilimi de tuzu biberi oluyor. Güvencesiz, sigortasız, düşük ücretlerle zor koşullarda çalışan, çoğu zaman müzisyenliğin dışında başka meslekler de yapmak zorunda kalan sanatçıların bir de bu tablo ile karşı karşıya kalması içimizdeki çaresizlik duygusunu, öfkeyi büyütüyor. Nice canımız benzer şekillerde katledildi. Bir istek parça yüzünden, ya da mekanlarda tarafları olmadıkları kavgalarda silahlarına sarılan nefret ve hiddet dolu tiplerin kurşunlarına, bıçaklarına, yumruklarına maruz kaldılar” dedi.
DAHA ÇOK CİHANLAR KAYBEDECEĞİZ
“Artık yeter desek de her gün öldürülen, tecavüze ya da tacize uğrayan, şiddet gören dezavantajlı grupların örgütlenmesi, devleti önlem almaya zorlaması gerekiyor” diyen Çaparoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: “Kadına, çocuğa, mülteciye, LGBTİQ’ye, engellilere, hayvanlara yönelen şiddette kendini güçlü ve egemen olarak tanımlayan, kendi isteklerini yerine getirebilmek adına her yolu mubah gören korkunçluğun karşısında maalesef yasalar da yeterli olamıyor. Bu çıkışsızlık topyekun bir toplumsal kültür değişiminden başka bir seçeneğin olmadığı gerçeğiyle bizi yüz yüze bırakıyor. Demokratik bir toplum, özgürlükçü bir toplum olmadan, evrensel hak ve hukuka, temel değerlere sahip bir eğitim müfredatı geliştirmeden, sanatı, sanatçıyı, bir değer olarak görecek bir bilinç oluşmadan, saygı, tahammül ve birlikte yaşamın asgari şartlarına riayet edecek bir toplumsal kültür geliştirmezsek maalesef daha çok Cihanlar kaybedeceğiz.”
SÜRECİN TAKİPÇİSİ OLACAĞIZ
Dava sürecinin takipçisi olacaklarını dile getiren Çaparoğlu, “Bu alçakça cinayet ırkçı bir saik de barındırıyor. Arkadaşları, Kürtçe müzik yaptığı için önce sözlü sataşmaya ardından da bıçaklı saldırıya uğradığını söylediler. Bu tahammülsüzlük, bu kamplaşma, bu ötekine karşı duyulan nefret, bu pervasızca ve hayasızca cüret, ardından gelen cinayet ülkemizde siyasi çıkarları için farklı kesimlere karşı kışkırtıcı dil kullanmakta hiçbir beis görmeyen siyasilerin ve her an bu linç kültürünü üreten sistemin sonucudur. Hangi nedenle olursa olsun kimse öldürülmeyi hak etmiyor. Son dönemde özellikle müzisyenler başta olmak üzere, toplumun her kesiminde yükselen bu nefretin mağdurları ile dayanışmak bu saldırıların karşısında durmak zorundayız. Kadın cinayetleri, çocuklara ve mültecilere yönelen şiddet, LGBTI karşıtı kışkırtmalar nedeniyle faillerde yaratılan cesaret karşısında durmak zorundayız. Artık yeter diyoruz. Yüreğimiz öfke ve acıyla dolu. Hesabının sorulması için dava sürecinin takipçisi olacağız” vurgusu yaptı.
Kılıçdaroğlu hakim karşısında!
Tüm Bel-Sen’de güven krizi
Spotify müzik özeti 2024: Spotify Wrapped 2024 ne zaman yayınlanacak?
Piri Reis’i Hangi El Tutuyor?
Menemen’de okulda öğretmene şiddet: Toplumsal sorunu yansıtıyor!
Başkan Tugay, hükümeti topa tuttu: İzmir’i sevmiyorlar
Böyle hırsızlık şeytanın aklına gelmez
Derin yoksulluk toplumu yozlaştırdı
İzmir Valiliğinden uyarı: Ege Denizi'nin kuzeyinde fırtına bekleniyor!
İzmir’de kadınlar 25 Kasım için toplanacak
Son Girilen Haberler
İzmir haber: Cezaevinden tahliye olur olmaz dehşet saçtı
İzmir'in Konak ilçesinde, cezaevinden tahliye olduktan saatler sonra bir kişi, eşini ve kayınpederini bıçakla yaraladı
Başkan Saygılı’dan Tugay’a 2. çevreyolu cevabı
Seferihisar Kongresi'nde AK Parti İzmir İl Başkanı Bilal Saygılı, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay'ın 2. Çevreyolu eleştirilerine yanıt verdi
AK Partili Boztepe içme suyuna yapılan zamma tepki gösterdi
İzmir’de bir yıl içinde içme suyuna ikinci kez zam yapılmasına tepki gösteren AK Partili meclis üyesi Hüsnü Boztepe, “Başkan Tugay, İzmirliler bana güvensin diyordu ancak kendisi verdiği sözleri tutmadı” dedi