Kızılay ile üniversite hastaneleri arasında kan uyuşmazlığı
Kızılay ile üniversite hastaneleri arasında kan uyuşmazlığı
Hastalıkları süresince devamlı kan ihtiyacı duyan hastalar, sistemin içinde heba oluyor. Hasta yakınları kan bulabilmek için kapı kapı gezip kan bağışçısı arıyor
Haber Giriş Tarihi: 20.01.2025 08:30
Haber Güncellenme Tarihi: 19.01.2025 14:58
Muhabir:
BERKAY ERDEN
Akdeniz Anemisi, kan kanseri ve kemik iliği hastalıkları nedeniyle düzenli ve bol miktarda kan nakline ihtiyaç duyan hastalar ve yakınları gün geçtikçe kan bulmakta daha büyük zorluklar çekiyor. Ülke genelinde yetersiz olan kan bağışları sorunun temelini oluştururken, ihtiyaç duyulan kanın bağış karşılığında verilmesi sebebiyle hastaneler ile hasta yakınları arasında tartışmalar yaşanıyor.
Kemik iliğinin lifli dokuyla yer değiştirdiği bir kan kanseri türü olan Miyelofibrozis’den mustarip bir hastanın yakını üniversite hastanesinde devam eden tedavi süreci içerisinde kan bulmak konusunda yaşadıkları sorunları gazetemize anlattı. Kan Bankacılığı ve Transfüzyon Doktoru (PhD) Tıbbi mikrobiyoloji Uzmanı ve İzmir Tabip Odası Yönetim Kurulu Üyesi olan Dr. F. Yüce Ayhan ise, 2007 yılında hayata geçilen sistemdeki hatalara dikkat çekti. Sağlık Bakanlığı’nın değiştirmesi gereken mevzuatlar olduğunu belirten Ayhan, Kızılay’ın prestij kaybının da kan bağışlarını etkilediğini söyledi.
BAĞIŞ YOKSA KAN YOK
Bir süredir Miyelofibrozis hastalığının tedavisi için üniversite hastanesinde tedavi gören C.İ.’nin yakını yaşadıkları sıkıntıları gazetemize anlattı. Sürekli kan ihtiyacı olan hastaları için kan temin etmelerinin çok zor olduğunu aktaran hasta yakını, hastanenin bir süre sonra bağışsız kan vermek istemediğini belirterek, “Hastalığın başlarında düşük çıkan kan değerleri risk oluşturduğu için her hafta kan takviyesi gerekliydi. Daha sonra ilaç tedavisi ile bir süre kan almadık ancak geçtiğimiz haftalarda bir komplikasyon oluştu. Hastaneye tekrar tedavi için gittiğimizde bize, bugüne kadar hastanın çok fazla kan aldığını ve yaptırdığımız bağışlar aldığımız kan miktarından az olduğu için kan veremeyecekleri söylendi. Bu kan, keyfi istenen bir şey değil, bir hastalığın tedavisinde kullanılacak ve düzenli olarak bu kadar sık bağışçı bulmamız çok zor. Daha önce kendi çabamızla kanı Kızılay’dan talep ettik ancak hastane talep açmadıkça Kızılay’dan kan kabul edilmediği için gelen kan hastane tarafından geri çevrilmişti” paylaşımlarında bulundu.
HUKUKSAL BİR BOŞLUK VAR
Kan temini süreci hakkında açıklamalarda bulunan Dr. F. Yüce Ayhan, 2007 yılında geçilen sistem nedeniyle hastanelerdeki kan merkezlerinin kapatıldığını hatırlatarak, kan bağışında tüm yetkinin Kızılay’a verildiği sistemde zamanla hesapların tutmadığını ifade etti. Tüm kan alma sürecinin merkezi bir sistemle yönetildiğini anlatan Dr. Ayhan, “O dönemin Sağlık Bakanlığı tarafından, kamuda Kızılay dışında bir seçenek olması için, en azından büyük Eğitim ve Araştırma hastanelerinde kan merkezi kurabilirdi ancak tüm yetki Kızılay’a verildi ve bir geçiş dönemi tanımladı. Geçiş döneminde hastanelerde kan merkezleri kapatıldı. Ama en son bu hesabın tutmadığı anlaşıldığında Sağlık Bakanlığı aslında mevzuatın esasında olmayan ‘süreli bölge kan merkezi’ diye bir yapı getirdi. Süreli Bölge Kan Merkezi her sene veya iki senede bir yetki alması gereken bir yer. Esasında son bir yıldır bakanlık bu yetkiyi de vermedi üniversitelere. Fiilen süreç merkezi olarak çalışıyor üniversiteler ancak süre uzatmaları yapılmadı. Hukuksal olarak orada bir boşluk var. Burada kan alma yetkisi verilen üniversite hastaneleri Kızılay'ın önceliği olmaktan çıktı. Üniversite de kan bağışı alma konusunda daha ısrarcı olmak durumunda kalıyor. Bu düzenlemeler yapılırken en önemli amaçlardan birisi yönlendirilmiş hasta yakınlarının kan bağışladığı ‘takas’ sistemine son verilmesiydi. Ama özellikle son zamanlarda çeşitli nedenlerle kan bağışlarındaki azalma bu sistemi tekrar zorunlu hale getirdi. Kurumların üzerine düşen yükümlülükleri eksiksiz yerine getirmesi kadar yurttaşların düzenli ve gönüllü kan bağışı konusunda bilinçlendirilmesi ve özendirilmesi de çok önemli” dedi.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Hastalıkları süresince devamlı kan ihtiyacı duyan hastalar, sistemin içinde heba oluyor. Hasta yakınları kan bulabilmek için kapı kapı gezip kan bağışçısı arıyor
Akdeniz Anemisi, kan kanseri ve kemik iliği hastalıkları nedeniyle düzenli ve bol miktarda kan nakline ihtiyaç duyan hastalar ve yakınları gün geçtikçe kan bulmakta daha büyük zorluklar çekiyor. Ülke genelinde yetersiz olan kan bağışları sorunun temelini oluştururken, ihtiyaç duyulan kanın bağış karşılığında verilmesi sebebiyle hastaneler ile hasta yakınları arasında tartışmalar yaşanıyor.
Kemik iliğinin lifli dokuyla yer değiştirdiği bir kan kanseri türü olan Miyelofibrozis’den mustarip bir hastanın yakını üniversite hastanesinde devam eden tedavi süreci içerisinde kan bulmak konusunda yaşadıkları sorunları gazetemize anlattı. Kan Bankacılığı ve Transfüzyon Doktoru (PhD) Tıbbi mikrobiyoloji Uzmanı ve İzmir Tabip Odası Yönetim Kurulu Üyesi olan Dr. F. Yüce Ayhan ise, 2007 yılında hayata geçilen sistemdeki hatalara dikkat çekti. Sağlık Bakanlığı’nın değiştirmesi gereken mevzuatlar olduğunu belirten Ayhan, Kızılay’ın prestij kaybının da kan bağışlarını etkilediğini söyledi.
BAĞIŞ YOKSA KAN YOK
Bir süredir Miyelofibrozis hastalığının tedavisi için üniversite hastanesinde tedavi gören C.İ.’nin yakını yaşadıkları sıkıntıları gazetemize anlattı. Sürekli kan ihtiyacı olan hastaları için kan temin etmelerinin çok zor olduğunu aktaran hasta yakını, hastanenin bir süre sonra bağışsız kan vermek istemediğini belirterek, “Hastalığın başlarında düşük çıkan kan değerleri risk oluşturduğu için her hafta kan takviyesi gerekliydi. Daha sonra ilaç tedavisi ile bir süre kan almadık ancak geçtiğimiz haftalarda bir komplikasyon oluştu. Hastaneye tekrar tedavi için gittiğimizde bize, bugüne kadar hastanın çok fazla kan aldığını ve yaptırdığımız bağışlar aldığımız kan miktarından az olduğu için kan veremeyecekleri söylendi. Bu kan, keyfi istenen bir şey değil, bir hastalığın tedavisinde kullanılacak ve düzenli olarak bu kadar sık bağışçı bulmamız çok zor. Daha önce kendi çabamızla kanı Kızılay’dan talep ettik ancak hastane talep açmadıkça Kızılay’dan kan kabul edilmediği için gelen kan hastane tarafından geri çevrilmişti” paylaşımlarında bulundu.
HUKUKSAL BİR BOŞLUK VAR
Kan temini süreci hakkında açıklamalarda bulunan Dr. F. Yüce Ayhan, 2007 yılında geçilen sistem nedeniyle hastanelerdeki kan merkezlerinin kapatıldığını hatırlatarak, kan bağışında tüm yetkinin Kızılay’a verildiği sistemde zamanla hesapların tutmadığını ifade etti. Tüm kan alma sürecinin merkezi bir sistemle yönetildiğini anlatan Dr. Ayhan, “O dönemin Sağlık Bakanlığı tarafından, kamuda Kızılay dışında bir seçenek olması için, en azından büyük Eğitim ve Araştırma hastanelerinde kan merkezi kurabilirdi ancak tüm yetki Kızılay’a verildi ve bir geçiş dönemi tanımladı. Geçiş döneminde hastanelerde kan merkezleri kapatıldı. Ama en son bu hesabın tutmadığı anlaşıldığında Sağlık Bakanlığı aslında mevzuatın esasında olmayan ‘süreli bölge kan merkezi’ diye bir yapı getirdi. Süreli Bölge Kan Merkezi her sene veya iki senede bir yetki alması gereken bir yer. Esasında son bir yıldır bakanlık bu yetkiyi de vermedi üniversitelere. Fiilen süreç merkezi olarak çalışıyor üniversiteler ancak süre uzatmaları yapılmadı. Hukuksal olarak orada bir boşluk var. Burada kan alma yetkisi verilen üniversite hastaneleri Kızılay'ın önceliği olmaktan çıktı. Üniversite de kan bağışı alma konusunda daha ısrarcı olmak durumunda kalıyor. Bu düzenlemeler yapılırken en önemli amaçlardan birisi yönlendirilmiş hasta yakınlarının kan bağışladığı ‘takas’ sistemine son verilmesiydi. Ama özellikle son zamanlarda çeşitli nedenlerle kan bağışlarındaki azalma bu sistemi tekrar zorunlu hale getirdi. Kurumların üzerine düşen yükümlülükleri eksiksiz yerine getirmesi kadar yurttaşların düzenli ve gönüllü kan bağışı konusunda bilinçlendirilmesi ve özendirilmesi de çok önemli” dedi.
Kaynak: BERKAY ERDEN
İzmir'de feci kaza: Tırın çarptığı 2 kadın hayatını kaybetti
İzmir merkezli sigorta şirketi operasyonunda yeni detaylar
Kızılay ile üniversite hastaneleri arasında kan uyuşmazlığı
Survivor’da eleme düellosu: Kim elendi? Melih mi, Kaan mı?
Acun Ilıcalı’dan yabancı VAR hakemi açıklaması
İzmirliler dikkat: Bu hafta sağanak kenti terk etmeyecek
İzmir’de okullarda uyuşturucu tehdidi
Şehit Fethi Sekin’in adı Menderes’te yaşayacak
20 Ocak İzmir hava durumu: Bugün hava nasıl olacak?
İzmir İleri Yaşta Dijital Eşitlik Sempozyumu’nda buluştu
Son Girilen Haberler
Başkan Tugay: Cem Aydın'ın evine yapılan baskın kabul edilemez
CHP Gençlik Kolları Başkanı Cem Aydın’a yönelik başlatılan soruşturmaya sert tepki gösteren İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay, “Yapılan baskın kabul edilemez” dedi
Bayraklı’da U-10 Cup Futbol Turnuvası heyecanı: Sporcular yeşil sahada yarışacak
Bayraklı’daki amatör spor kulüpleri arasında oynanan U- 10 Cup Futbol Turnuvası, Bayraklı Belediyesi’nin ev sahipliğinde gerçekleştiriliyor.
Aslanoğlu’ndan İmamoğlu’na destek paylaşımı
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’na soruşturma açılmasının ardından, CHP İzmir İl Başkanı Şenol Aslanoğlu, sosyal medya hesabından paylaşımda bulunarak, “Bu ülke sizin hukuksuzluğunuza boyun eğmeyecek!” dedi