Son 50 yılda intihar hızı yüzde 60 arttı

Dünyada son 50 yılda intihar hızının yüzde 60 oranında arttığını ifade eden Atlas Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekan Yardımcısı, Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hülya Ensari, dünyada önlenebilir ölümlerin en sık sebepleri arasında bulunan intiharın önemli bir halk sağlığı sorunu olduğunu bildirdi. İntihar edenlerin birçoğunda yüzde 65-95 oranında ruhsal hastalık olduğunu aktaran Ensari, iyi bir gözlem ve vaktinde erken tanı ve düzenli tedavi ile intiharın önlenebildiğine dikkat çekti.

Haber Giriş Tarihi: 10.09.2024 04:30
Haber Güncellenme Tarihi: 09.09.2024 11:27
Kaynak: İHA
Son 50 yılda intihar hızı yüzde 60 arttı

Atlas Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekan Yardımcısı, Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hülya Ensari, 10 Eylül Dünya İntiharı Önleme Günü sebebiyle yaptığı açıklamada birtakım tedbirlerle intiharın önlenmesinin mümkün olabileceğini ifade etti.

Bilinçlendirme, intiharın önlemesinde en temel konulardan biri

İntihar ile ilgili bilinçlendirmenin önemine dikkat çeken Prof. Dr. Hülya Ensari, “İntihar dünya çapında önlenebilir ölümlerin en sık nedenleri arasında yer alan önemli bir halk sağlığı sorunudur. İntihar girişimleri tamamlanmış intiharların 20 katı olup; yakınları intihar girişiminde bulunan veya intihar sonucu ölen bireylerin üzerindeki duygusal etki yıllarca sürebilmektedir. İntihar ile ilgili farkındalık sağlanması ve bilinçlendirme, intiharın önlemesinde uygulanması gereken en temel konulardır” dedi.

Son 50 yılda yüzde 60 artmıştır

Prof. Dr. Hülya Ensari, “Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre, her dakikada bir kişinin, yılda yaklaşık bir milyon insanın intihar sonucu yaşamını yitirdiği; her 3 saniyede bir intihar girişiminin olduğu tahmin edilmektedir. İntihar, tüm nüfusta ölümün ilk 10 nedenlerinden biri olup, 15-24 yaş arası gençlerde ilk 3 ölüm nedeninden biridir. Tüm dünyada intihar hızları, son 50 yılda yüzde 60 artmıştır” diye konuştu.

Düzenli tedavi ile intihar önlenebilir bir davranıştır

İntiharın önlenmesinin mümkün olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Hülya Ensari, “İntihar davranışının da önceden fark edilebilir ve müdahale edilebilir belirli risk etmenleri vardır. Dolayısı ile iyi bir gözlem ve vaktinde erken tanı ve düzenli tedavi ile intihar önlenebilir bir davranıştır” ifadelerine yer verdi.

Hastalıkların alevlenme dönemlerinde intihar riski yüksek

İntihar edenlerin çoğunda yüzde 65-95 oranında ruhsal hastalık bulunduğunu aktaran Prof. Dr. Hülya Ensari, “Hastalıkların alevlenme dönemlerinde, hastaneden taburcu olduktan kısa bir süre sonra intihar riski yüksektir. İntiharla ilişkilendirilen ruhsal hastalıkların başında depresyon, alkol madde bağımlılığı, şizofreni ve kişilik bozuklukları gelir. Dolayısıyla ruhsal hastalıkların veya alkol madde kullanım bozukluklarının erken fark edilmesi, sağlık hizmetlerine yönlendirilmesi ve tedavilerinin düzenli sağlanması ile intihar önlenebilir” dedi.

İntihar düşüncesinin net ifade edilmesine dikkat

İntiharın önemli risklerinden birinin de intihar düşüncesinin net ifade edilmesi olduğunu belirten Prof. Dr. Hülya Ensari, “İntihar niyetinin açık net ifade edilmesi, intihar planı yapılması, silahlara veya diğer intihar araçlarına erişimin olması intihar riskinin yüksek olduğunu gösterir ve bu durumların tespiti halinde mutlaka ruh sağlığı ve hastalıkları uzmanına başvuru gerekir. İntihar düşüncesinin net olduğu ancak tedavi reddi olan durumlarda zorunlu tedavi kararı ile sulh hukuk mahkemesine başvurularak intihar riski olan bireyin ruh sağlığı ve hastalıkları uzmanına zorunlu tedavi için sevki sağlanabilmektedir” dedi.

İntiharlar en sık 15-24 yaş arası gençlerde daha sıktır

Prof. Dr. Hülya Ensari, “Kadınların intihar girişiminde bulunması, erkeklere göre 2-3 kat daha sık iken, erkeklerde tamamlanmış intihar oranı daha yüksektir. İntiharlar en sık 15-24 yaş arası gençlerde ve 75 yaş üstü yaşlılarda daha sıktır” diye konuştu.

Evlilere göre intihar ihtimali yüksek

Psikososyal sebepler arasında pek çok stres etkeni ile intiharın tetiklenebileceğini ifade eden Prof. Dr. Hülya Ensari, “Ölüm, boşanma, ayrılık, iş kaybı, kronik hastalıklar, kronik ağrı, yasal sorunlar, kişilerarası sorunlar intiharı tetikleyen önemli yaşam olayları arasındadır. Boşanmış veya ayrılmış kişilerde evli olanlara göre intihar girişimi ihtimali 2-5 kat fazladır” dedi.

Fark ettiğimiz riskli kişileri gecikmeden ruh sağlığı uzmanına yönlendirelim

Ruhsal hastalıkların takibinin intiharları önlemede önemli olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Hülya Ensari, “İntihar davranışına sıklıkla ‘depresyon’ denilen, toplumda sıkça görülen ruhsal hastalığın eşlik etmesi, ancak depresyonun zamanında tedavi edilmemesi sonucu depresyon belirtilerinin ağırlaşması sonucu intihar düşünceleri de tabloya eklenmektedir. Yine alkol madde kullanım bozukluklarına, şizofreni veya kişilik bozukluklarına da sıklıkla depresyon eşlik ettiği için tedavi edilmediği takdirde bu tablolar da ağırlaşmakta ve intihar düşüncesini takiben intihar davranışı da görülebilmektedir. Dolayısıyla depresyon, alkol madde bağımlılığı, şizofreni gibi tüm ruhsal hastalıklar bugün düzenli takip ve tedavi ile iyileşebilmektedir yani intihar önlenebilir bir durumdur. Yeter ki çevremizdeki risk etkenlerine, ruhsal hastalıklara, alkol madde kötüye kullanımına, kişide intihar düşüncesinin var olup olmadığına, daha önce intihar girişimi olup olmadığına, ailede intihar girişimi olup olmadığına karşı dikkatli olalım. Fark ettiğimiz riskli kişileri gecikmeden ruh sağlığı uzmanına yönlendirelim.” uyarılarında bulundu.

Prof. Dr. Hülya Ensari, intihar düşüncesinin saptandığı andan itibaren ruh sağlığı ve hastalıkları uzmanı tarafından gerçekleştirilecek psikiyatrik değerlendirmenin ardından altta yatan ruhsal hastalığın tespiti ile düzenli takip ve tedavi uygulanacağını aktararak gerekli görünürse yatarak tedavi tavsiye edildiğini bildirdi.

İntihar araçlarına erişimin kısıtlanması gerekiyor

İntiharı önlemek için ateşli silah, pestisitler, toksik maddeler gibi intihar araçlarına da erişimin kısıtlanması gerektiğini açıklayan Ensari, “İntihar davranışının önlenmesinde en önemli iki yoldan birincisi, ruhsal hastalıkların ve madde kötüye kullanımı olan bireylerin sağlık hizmetlerinden yararlanmasının sağlanması, ikicisi intihar etme araçlarına erişimin kontrolünün sağlanmasıdır” diye konuştu.

Ruh sağlığı olmadan sağlıktan söz edilemez

Ensari, “En az beden sağlığı kadar ruh sağlığının da önemsenmesi gerekmektedir. Unutmayalım ki ruh sağlığı olmadan sağlıktan söz edilemez ve yine unutmayalım ki ruhsal hastalıklar da tedavi edilebilir. Yapılması gerekenler, ruhsal hastalıkların ana belirtilerinin farkında olmak, ruh sağlığı hizmetlerine erişim yollarını bilmek, ruhsal hastalıkların tespiti halinde başlanan tedaviyi düzenli uygulamak ve takiplerin aksatılmamasıdır.” ifadelerine yer verdi.

Kaynak: İHA

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.