Kocasından boşanan bir kadının bir başkası ile evlenebilmesi için beklemesi gereken bir süre var mı?
Yazının Giriş Tarihi: 11.09.2024 08:52
Yazının Güncellenme Tarihi: 11.09.2024 08:55
Boşanma, evliliğin feshi ve ölüm gibi bir sebeple evliliğin sona ermesi durumunda kadının yeni bir evlilik yapmadan önce beklemesi gereken süreye dini anlamda iddet denir. Karı koca nikah kıyıldıktan sonra ister zifafa girsin ister girmesin bu süreyi beklemesi lazım. Çünkü bu iddet, kadının önceki kocasından hamile olup olmadığının anlaşılması içindir. Aynı zamanda ölüm iddetinde kadının ölen kocasına hürmet ve saygı babından belli bir zaman diliminde evlenmeden beklemesi gerekir. İddet bekleme esas olarak kadının hamile olup olmadığının ortaya çıkması amacına yönelik olmakla birlikte onun sadece bu amaçla sınırlandırılması doğru değildir. Ölüm iddetinde bunun yaratılış açısından erkeklere göre daha duyarlı ve yuvaya daha bağlı olan kadının ölmüş kocasının hatırasına saygı ve yuvaya bağlılık simgesi olarak, boşanma iddetinde ise toplumun kötü zanda bulunmasını engellemeye, dolayısıyla kadının saygınlığının devamını sağlamaya yönelik bir önlem olarak değerlendirmek gerekir. Ölüm iddeti, kocası ölen kadın hamile ise çocuğunu doğurana kadardır. Şayet hamile değilse beklemesi gereken süre dört ay on gündür.
İnsanlar cennette veya cehennemde sonsuz mu kalacak?
Cennet ve cehennem ebediyen yani sonsuz olarak kalacaktır. Hiçbir zaman cennet ve cehennem yok olmayacaktır. Çünkü ahret hayatı sonsuzdur. Ahret hayatı sonsuz olunca ahret hayatının yaşandığı yer olan cennet ve cehennem de sonsuzdur.
Allah’u Teala, cennet hakkında mealen şöyle buyurmaktadır:
“Bunlar için orada ebediyyen kalmak üzere altından ırmaklar akan cennetler hazırlanmıştır. İşte bu en büyük başarıdır.” (et-Tevbe, 9/100)
Cehennem ateşi hakkında da aynı şey söz konusudur. Allah cehennem hakkında şöyle buyurmaktadır:
“Muhakkak Allah kâfirlere lanet etmiş ve onlar için alevli bir ateş hazırlamıştır. Onlar orada ebediyyen kalıcıdırlar. Hiçbir veli (dost) ve yardımcı da bulamayacaklar.” (el-Ahzab, 33/64-65)
“Kim Allah’a ve Rasûlüne isyan ederse hiç şüphesiz onun için cehennem ateşi vardır. Onlar orada ebediyyen kalacaklardır.” (el-Cin, 72/23)
Yüce Allah bu ayet-i kerimelerde ve benzerlerinde cehennemin, cehennem ehli olan kimseler için yaratıldığını, kendilerinin de onun için yaratıldıklarını, onların orada ebediyyen kalacaklarını bildirmektedir.
Allah’u Teala: “Onlar oradan çıkacak değillerdir.” buyruğu ile oradan çıkmayacaklarını belirtirken, “azab onlara hafifletilmez” buyruğu ile de cehennem azabının kesilmeyeceğini “sonra orada hem ölmeyecek hem de hayat bulmayacaktır.” (el-A’la, 87/13) buyruğu ile cehennemliklerin orada yok olmayacaklarını haber vermektedir.
Hz. Peygamber de bu hususta şöyle buyurmaktadır:
“Cehennem ehli olan cehennemliklere gelince; onlar orada ne ölürler ne de hayat bulurlar.”
“Cennetlikler cennete, cehennemlikler cehenneme girdikten sonra ölüm bir koç suretinde alınarak cennet ile cehennem arasında bir yere getirilip sonra boğazlanır. Daha sonra bir münadi şöyle seslenir: Ey cennet ahalisi, artık ölüm olmayacaktır ve ey cehennem halkı, artık ölüm yoktur. Bu sebeple cennetlik sevinçlerine sevinç katar, cehennem ehlinin kederlerine keder katılır.”
Evvabin namazı nedir?
Evvâb “tövbe eden”, anlamına gelir. Evvabin namazı da tövbe eden ve Allah’a sığınanların namazı demektir. Hz. Peygamber hadis-i şeriflerinde: “Her kim aksam namazından sonra altı rekat namaz kılarsa denizin köpükleri kadar da olsa Allah Teâlâ onun günahlarını affeder.” (Tirmizi, “Salat”, 43.) buyurmuştur. Bu namaz da evvabin namazıdır.
Günün Ayeti
“Ey iman edenler! Zorluklara ve sıkıntılara sabırla katlanın ve birbirinizle bu sabırda yarışın (Âl-i İmrân, 3/200)
Günün Hadisi
Merhamet duygusu ancak vicdansız ve zalim kimselerin kalbinden çıkarılmıştır.
Tirmizi, “Birr”, 16.
Günün Sözü
Yiğit harpte, dost dertte, olgun adam hiddette belli olur.
Fıkıh usulünde, ayet ve hadislerin yorumlanmasında veya hakkında nass bulunmayan konularda içtihad edilirken gözetilen ve din açısından muteber olan yararlara denir. Başka bir ifadeyle maslahat, menfaatin celbi yahut zararın giderilmesi demektir.
Günün Nüktesi
Hz. Ali ve Hırsız Hikâyesi…
Hz. Ali bir gün mescide geldi. Mescidin kapısında bir adam duruyordu. Hz. Ali, bu adamdan, kendisi mescitten çıkana kadar bineğini beklemesini istedi. Hz. Ali mescide girdikten sonra, adam hayvanın yularını alıp kaçtı. Hayvanı orada başıboş bırakıverdi.
Hz. Ali mescitten çıkarken elinde iki dirhem para vardı. Adamı yaptığı yardımdan dolayı ödüllendirmek istiyordu. Fakat birde ne görsün; hayvancağız tek başına hem de yuları çalınmış olarak kapıda bekliyor. Yapacak bir şey yoktu.
Hz. Ali evine döndü. Daha sonra, yanında çalışan çocuğu yeni bir yular alması için çarşıya gönderdi. Çocuk iki dirheme bir yular aldı. Hz. Ali yuları görünce şaşırdı. Bu yular, çalınan yular değil miydi? Hırsız onu çocuğa iki dirheme satmıştı.
Bunu gören Hz. Ali şöyle dedi:
“İnsan, sabretmemekle sadece, helal olan rızkını harama çevirir. Asla, kendisine edilen rızkı arttıramaz”
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Doç. Dr. Zeki Uyanık
Kocasından boşanan bir kadının bir başkası ile evlenebilmesi için beklemesi gereken bir süre var mı?
Boşanma, evliliğin feshi ve ölüm gibi bir sebeple evliliğin sona ermesi durumunda kadının yeni bir evlilik yapmadan önce beklemesi gereken süreye dini anlamda iddet denir. Karı koca nikah kıyıldıktan sonra ister zifafa girsin ister girmesin bu süreyi beklemesi lazım. Çünkü bu iddet, kadının önceki kocasından hamile olup olmadığının anlaşılması içindir. Aynı zamanda ölüm iddetinde kadının ölen kocasına hürmet ve saygı babından belli bir zaman diliminde evlenmeden beklemesi gerekir. İddet bekleme esas olarak kadının hamile olup olmadığının ortaya çıkması amacına yönelik olmakla birlikte onun sadece bu amaçla sınırlandırılması doğru değildir. Ölüm iddetinde bunun yaratılış açısından erkeklere göre daha duyarlı ve yuvaya daha bağlı olan kadının ölmüş kocasının hatırasına saygı ve yuvaya bağlılık simgesi olarak, boşanma iddetinde ise toplumun kötü zanda bulunmasını engellemeye, dolayısıyla kadının saygınlığının devamını sağlamaya yönelik bir önlem olarak değerlendirmek gerekir. Ölüm iddeti, kocası ölen kadın hamile ise çocuğunu doğurana kadardır. Şayet hamile değilse beklemesi gereken süre dört ay on gündür.
İnsanlar cennette veya cehennemde sonsuz mu kalacak?
Cennet ve cehennem ebediyen yani sonsuz olarak kalacaktır. Hiçbir zaman cennet ve cehennem yok olmayacaktır. Çünkü ahret hayatı sonsuzdur. Ahret hayatı sonsuz olunca ahret hayatının yaşandığı yer olan cennet ve cehennem de sonsuzdur.
Allah’u Teala, cennet hakkında mealen şöyle buyurmaktadır:
“Bunlar için orada ebediyyen kalmak üzere altından ırmaklar akan cennetler hazırlanmıştır. İşte bu en büyük başarıdır.” (et-Tevbe, 9/100)
Cehennem ateşi hakkında da aynı şey söz konusudur. Allah cehennem hakkında şöyle buyurmaktadır:
“Muhakkak Allah kâfirlere lanet etmiş ve onlar için alevli bir ateş hazırlamıştır. Onlar orada ebediyyen kalıcıdırlar. Hiçbir veli (dost) ve yardımcı da bulamayacaklar.” (el-Ahzab, 33/64-65)
“Kim Allah’a ve Rasûlüne isyan ederse hiç şüphesiz onun için cehennem ateşi vardır. Onlar orada ebediyyen kalacaklardır.” (el-Cin, 72/23)
Yüce Allah bu ayet-i kerimelerde ve benzerlerinde cehennemin, cehennem ehli olan kimseler için yaratıldığını, kendilerinin de onun için yaratıldıklarını, onların orada ebediyyen kalacaklarını bildirmektedir.
Allah’u Teala: “Onlar oradan çıkacak değillerdir.” buyruğu ile oradan çıkmayacaklarını belirtirken, “azab onlara hafifletilmez” buyruğu ile de cehennem azabının kesilmeyeceğini “sonra orada hem ölmeyecek hem de hayat bulmayacaktır.” (el-A’la, 87/13) buyruğu ile cehennemliklerin orada yok olmayacaklarını haber vermektedir.
Hz. Peygamber de bu hususta şöyle buyurmaktadır:
“Cehennem ehli olan cehennemliklere gelince; onlar orada ne ölürler ne de hayat bulurlar.”
“Cennetlikler cennete, cehennemlikler cehenneme girdikten sonra ölüm bir koç suretinde alınarak cennet ile cehennem arasında bir yere getirilip sonra boğazlanır. Daha sonra bir münadi şöyle seslenir: Ey cennet ahalisi, artık ölüm olmayacaktır ve ey cehennem halkı, artık ölüm yoktur. Bu sebeple cennetlik sevinçlerine sevinç katar, cehennem ehlinin kederlerine keder katılır.”
Evvabin namazı nedir?
Evvâb “tövbe eden”, anlamına gelir. Evvabin namazı da tövbe eden ve Allah’a sığınanların namazı demektir. Hz. Peygamber hadis-i şeriflerinde: “Her kim aksam namazından sonra altı rekat namaz kılarsa denizin köpükleri kadar da olsa Allah Teâlâ onun günahlarını affeder.” (Tirmizi, “Salat”, 43.) buyurmuştur. Bu namaz da evvabin namazıdır.
Günün Ayeti
“Ey iman edenler! Zorluklara ve sıkıntılara sabırla katlanın ve birbirinizle bu sabırda yarışın (Âl-i İmrân, 3/200)
Günün Hadisi
Merhamet duygusu ancak vicdansız ve zalim kimselerin kalbinden çıkarılmıştır.
Tirmizi, “Birr”, 16.
Günün Sözü
Yiğit harpte, dost dertte, olgun adam hiddette belli olur.
Arap Atasözü
Günün Duası
Allah’ım ölülerimize rahmet, hastalarımıza şifa, borçlulara eda nasip eyle.
Bunları biliyor muyuz?
Maslahat nedir?
Fıkıh usulünde, ayet ve hadislerin yorumlanmasında veya hakkında nass bulunmayan konularda içtihad edilirken gözetilen ve din açısından muteber olan yararlara denir. Başka bir ifadeyle maslahat, menfaatin celbi yahut zararın giderilmesi demektir.
Günün Nüktesi
Hz. Ali ve Hırsız Hikâyesi…
Hz. Ali bir gün mescide geldi. Mescidin kapısında bir adam duruyordu. Hz. Ali, bu adamdan, kendisi mescitten çıkana kadar bineğini beklemesini istedi. Hz. Ali mescide girdikten sonra, adam hayvanın yularını alıp kaçtı. Hayvanı orada başıboş bırakıverdi.
Hz. Ali mescitten çıkarken elinde iki dirhem para vardı. Adamı yaptığı yardımdan dolayı ödüllendirmek istiyordu. Fakat birde ne görsün; hayvancağız tek başına hem de yuları çalınmış olarak kapıda bekliyor. Yapacak bir şey yoktu.
Hz. Ali evine döndü. Daha sonra, yanında çalışan çocuğu yeni bir yular alması için çarşıya gönderdi. Çocuk iki dirheme bir yular aldı. Hz. Ali yuları görünce şaşırdı. Bu yular, çalınan yular değil miydi? Hırsız onu çocuğa iki dirheme satmıştı.
Bunu gören Hz. Ali şöyle dedi:
“İnsan, sabretmemekle sadece, helal olan rızkını harama çevirir. Asla, kendisine edilen rızkı arttıramaz”
...