Yaşlı ve Yorgun Bir Ülke Olma Yolunda Emin Adımlarla
Yazının Giriş Tarihi: 04.10.2024 09:04
Yazının Güncellenme Tarihi: 04.10.2024 09:05
Etkisini kaybetse de bir zamanlar çok fazla dile getirilen 3 çocuk önerisi ne ölçüde gerçekleşmiş? Türkiye nüfusu yaş ortalamalarına göre ne ölçüde değişiyor? İvme nereye gidiyor? Merak edip şöyle bir verilere göz attım. Bu konu da TÜİK’in açıkladığı bir veri var.
Toplam doğurganlık hızı endeksi: Toplam doğurganlık hızı endeksi, nüfus başına bir kadının yaşamı boyunca dünyaya getirdiği ortalama çocuk sayısı. Ülkede kadın başına düşen ortalama oranı belirtmektedir. 3 çocuk söyleminin ilk konuşulduğu günlerden bu zamana öneriye uyanlar da karşı çıkanlarda oldu ancak bu söylemin en fazla güçsüzleştiği günlerden geçiyoruz. TÜİK 2024 Mayıs verilerine göre Türkiye de 2001 yılında 2,38 olan doğurganlık hızı 2012 yılına gelindiğinde 2,11, 2023 yılında ise 1,51 oranına kadar gerilemiş. Avrupa Birliğine üye 27 ülkenin toplam doğurganlık oranı ise 1,54. Türkiye’de toplam doğurganlık hızı 27 Birlik Üyesinin ortalama doğurganlık oranının altında.
Demek oluyor ki Türkiye de ilerleyen yıllarda nüfus yaşlanacak genç nüfus da azalma olacak.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Nüfus Projeksiyonları 2023-2100 araştırmasına göre Türkiye nüfusu 2054 yılına kadar artmaya devam edip bu yıldan itibaren azalışa geçmesi öngörülürken, ülke nüfusu 2100 yılında 76 milyon 799 bin 416 kişi olacaktır. İlgili verilerden yola çıkarak yaşlanan bir Türkiye’yi daha genç ve dinamik bir Türkiye’ye göre daha zor günlerin beklediği aşikar. Yaşlı ve yorgun bir ülke olma yolunda emin adımlarla ilerliyoruz. Yarına güvenmeyen, belirsizliklerin odağında yetişen nesillerin daha fazla çocuk sahibi olup, ülke ekonomisine katkı sağlaması hedefleniyorsa, politikaların da bu doğrultuda belirlenmesi gerekmektedir. Türkiye’nin yurtdışından dolaylı yatırımlarla, ucuz işgücü, yüksek faiz ile yani zengini zengin, yoksulu daha fazla yoksullaştıran politikalarla nüfus popülasyonunda dinamikleşmeyi sağlayamayacağı ortadayken, insanlara altyapısız 3 çocuk yapın demenin toplumdaki karşılığı 1,51. Ayrıca ülkemizde ucuz işgücü dışında neden genç nüfus beklentisi olduğunu da anlayamıyorum. Yarına umutla bakamayan insanlar, genç nüfus piramidine katkıda bulunamazlar. Yıllardır üniversite sınavlarına girip Türkiye birincisi, ikincisi olan gençlerin ne kadarı üniversite sonrası ülke de kalmayı tercih ediyor ona bakılmalı. Ya da KPSS de derece yapıp bir masada ömür çürütenleri nasıl verimli hale getirebiliriz ona bakılmalı. Yarına genç nüfus isteyenler bugün ki genç nüfus nerede ne yapıyor ona baksın. Ondan faydalansın. Faydalansın ki insanlar bugün doğan çocuklarının 30 sene sonra olması meçhul düğünlerini nasıl yapacaklarını düşünmesinler. Geleceğe güvenle bakıp çok çocuklu aileler olsunlar.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Düzgün Yalçınkaya
Yaşlı ve Yorgun Bir Ülke Olma Yolunda Emin Adımlarla
Etkisini kaybetse de bir zamanlar çok fazla dile getirilen 3 çocuk önerisi ne ölçüde gerçekleşmiş? Türkiye nüfusu yaş ortalamalarına göre ne ölçüde değişiyor? İvme nereye gidiyor? Merak edip şöyle bir verilere göz attım. Bu konu da TÜİK’in açıkladığı bir veri var.
Toplam doğurganlık hızı endeksi: Toplam doğurganlık hızı endeksi, nüfus başına bir kadının yaşamı boyunca dünyaya getirdiği ortalama çocuk sayısı. Ülkede kadın başına düşen ortalama oranı belirtmektedir. 3 çocuk söyleminin ilk konuşulduğu günlerden bu zamana öneriye uyanlar da karşı çıkanlarda oldu ancak bu söylemin en fazla güçsüzleştiği günlerden geçiyoruz. TÜİK 2024 Mayıs verilerine göre Türkiye de 2001 yılında 2,38 olan doğurganlık hızı 2012 yılına gelindiğinde 2,11, 2023 yılında ise 1,51 oranına kadar gerilemiş. Avrupa Birliğine üye 27 ülkenin toplam doğurganlık oranı ise 1,54. Türkiye’de toplam doğurganlık hızı 27 Birlik Üyesinin ortalama doğurganlık oranının altında.
Demek oluyor ki Türkiye de ilerleyen yıllarda nüfus yaşlanacak genç nüfus da azalma olacak.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Nüfus Projeksiyonları 2023-2100 araştırmasına göre Türkiye nüfusu 2054 yılına kadar artmaya devam edip bu yıldan itibaren azalışa geçmesi öngörülürken, ülke nüfusu 2100 yılında 76 milyon 799 bin 416 kişi olacaktır. İlgili verilerden yola çıkarak yaşlanan bir Türkiye’yi daha genç ve dinamik bir Türkiye’ye göre daha zor günlerin beklediği aşikar. Yaşlı ve yorgun bir ülke olma yolunda emin adımlarla ilerliyoruz. Yarına güvenmeyen, belirsizliklerin odağında yetişen nesillerin daha fazla çocuk sahibi olup, ülke ekonomisine katkı sağlaması hedefleniyorsa, politikaların da bu doğrultuda belirlenmesi gerekmektedir. Türkiye’nin yurtdışından dolaylı yatırımlarla, ucuz işgücü, yüksek faiz ile yani zengini zengin, yoksulu daha fazla yoksullaştıran politikalarla nüfus popülasyonunda dinamikleşmeyi sağlayamayacağı ortadayken, insanlara altyapısız 3 çocuk yapın demenin toplumdaki karşılığı 1,51. Ayrıca ülkemizde ucuz işgücü dışında neden genç nüfus beklentisi olduğunu da anlayamıyorum. Yarına umutla bakamayan insanlar, genç nüfus piramidine katkıda bulunamazlar. Yıllardır üniversite sınavlarına girip Türkiye birincisi, ikincisi olan gençlerin ne kadarı üniversite sonrası ülke de kalmayı tercih ediyor ona bakılmalı. Ya da KPSS de derece yapıp bir masada ömür çürütenleri nasıl verimli hale getirebiliriz ona bakılmalı. Yarına genç nüfus isteyenler bugün ki genç nüfus nerede ne yapıyor ona baksın. Ondan faydalansın. Faydalansın ki insanlar bugün doğan çocuklarının 30 sene sonra olması meçhul düğünlerini nasıl yapacaklarını düşünmesinler. Geleceğe güvenle bakıp çok çocuklu aileler olsunlar.