Derinleşen yoksulluk çocukları eğitimden koparıp sokaklara itiyor. Uzmanlar, çocukların ihmal ve istismardan korunmasının en etkili yolunun ihbar etmek olduğunu vurgularken, vatandaşları ise duyarlı olmaya çağırıyor
Haber Giriş Tarihi: 10.10.2024 08:43
Haber Güncellenme Tarihi: 10.10.2024 08:59
Kaynak:
HABER MERKEZİ
YAREN GÜZELKAN-ÖZEL HABER/ Son yıllarda derinleşen yoksulluk, hayatın birçok alanını olumsuz etkilediği gibi eğitim konusunu da derinden yaralıyor. Eğitimdeki eşitsizlik, çocukların eğitimden kopmasına ve çocuk işçiliğinin artmasına yol açıyor. Eğitim Reformu Girişimi’nin 2023-2024 raporuna göre, özellikle maddi yetersizlikler nedeniyle okulu bırakan erkek çocuklarının sayısı artarken, kız çocuklarının ise erken evlilikleri ve ev içi sorumlulukları nedeniyle eğitim dışında kaldığı görülüyor. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) ve Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu’nun (UNICEF) Türkiye’deki verilerine bakıldığında, çocuk işçiliği oranının 2020’den 2023’e yüzde 16,2’den 22,1’e yükseldiğini gösteriyor. Çocuklar, ihmal ve sokaklarda çalıştırılma gibi tehlikelerle karşı karşıya kalıyor. Özellikle yoksulluk ve eğitimdeki eşitsizlikler, çocukların fiziksel ve psikolojik sağlıklarını tehdit ederken, çocuk işçiliği oranı da artıyor. Yaşanan sorunların yanı sıra aile içi şiddet ve ölümlerden de koruyamadığımız Narin, Sıla gibi çocuklarımızın sayısı da her geçen gün artıyor.
Saadet Öğretmen Çocuk İstismarı ile Mücadele Derneği (UCİM) Türkiye Hukuk Koordinatörü Av. Candan Tekin, sokaklarda çalıştırılan çocuklara en büyük yardımın onları ve onları çalıştıran kişilerin Aile ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın ihbar hattı olan 183’ü arayıp ihbar edilmesi gerektiğine dikkat çekti. CHP Yoksulluk Dayanışma Ofisi Koordinatörü ve Derin Yoksulluk Ağı Kurucusu Hacer Foggo ise sosyal politikaların güçlendirilmesi ve toplumsal dayanışmanın artırılması gerektiğine vurgu yaptı.
ASIL ÖNEMLİ OLAN ÖNLEMDİR
Her çocuğun eşit fırsatlarda okula gidemeyip sokaklarda çalışmak durumunda kalmasını ve aile içi istismarın artması hakkında açıklamalarda bulunan UCİM Türkiye Hukuk Koordinatörü Av. Candan Tekin, “En zoru çocukları ailelerinden korumak. Dört duvar arasında yaşananları ne yazık ki fark edemiyoruz, çocuklar zarar gördükten sonra yaşadıkları gün yüzüne çıkıyor ve adalet mücadelesi vermeye başlıyoruz. Asıl önemli olan ise önleme faaliyetleri. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı tarafından yapılacak aile ziyaretlerine ve denetimlere ihtiyacımız var. Sık sık yapılacak sağlık taraması ve zorunlu eğitim takibi, ailelerin ev içinde de denetimlerini sağlayabilir” dedi. “Sokaklarda yaşayan ve zorla çalıştırılan çocuklara gelecek olursak; o çocuklar, her türlü ihmal ve istismara açıktır” diyen Av. Tekin, “Vatandaşların bilinçli olması halinde bu ailelerin ihbarı, devletin koruyucu ve destekleyici tedbirlerinin uygulamasını sağlayabilir; ancak bazı sosyo-kültürel yapıların, farklı milletten, ırktan çocuk ve kadınların sokakta olmalarının kanıksanması, bu mekanizmaların devreye sokulmamasına neden oluyor. İhmal; sosyal, kültürel, ekonomik ve psikolojik destekten mahrumiyet, şiddet, cinsel istismar ve ölümü de maalesef ki beraberinde getirebiliyor. Evet bazı çocuklar, en temel haklardan bile mahrum, yeterli besinleri alamıyor, yeteri kadar uyuyamıyor, sağlık taramasından geçmiyor, eğitim kurumlarında olmaları gerekirken sokaklarda, kendilerine hiç uygun olmayan ortamlarda hayatlarını sürdürüyorlar. Elimizde bir istatistik ya da oran olmasa da bu şartlarda yaşayan çocukların büyük risk altında olduğunu söylemek hatalı olmayacaktır” diye konuştu.
EN BÜYÜK YARDIM İHBAR ETMEK
“Sokakta yaşayan çocuklara yardım etmek, para vermek doğru mu?” sorusunu yanıtlayan Av. Tekin, “O çocuklara en büyük yardım ihbardır. Sokakta araba camı silen, su-mendil satan, yani sokakta çalıştırılan ya da dilendirilen bir çocuk gördüğümüzde en doğrusu Aile Bakanlığı’nın ihbar hattı olan 183’ü aramaktır. O an çocuk bir suç mağduru ise destek hattındaki görevli, verdiğimiz adrese kolluk kuvvetlerini yönlendirir. Bir iş yeri, İş Kanunu’na aykırı bir şekilde kanunen staj yapması, kalfa ya da çırak olması mümkün olmayacak bir yaşta çocuk çalıştırıyorsa da Sosyal Güvenlik Kurumu’na bildirebiliriz” ifadelerine yer verdi.
ÇOCUKLARA SAHİP ÇIKILMALI
Her yeni eğitim-öğretim yılının başlamasıyla okul dışında kalan çocukların sayısında artış yaşandığını kaydeden CHP Yoksulluk Dayanışma Ofisi Koordinatörü ve Derin Yoksulluk Ağı Kurucusu Hacer Foggo, “Eğitim Reformu Girişimi’nin 2023-2024 eğitim öğretim yılı raporuna göre eğitim dışındaki çocuk sayısında görülen artış ve bu artışın ağırlıklı olarak oğlan çocuklarda olması yoksulluğun ne kadar derinleştiğinin de bir göstergesi. Kızların ise çocuk yaşta erken ve zorla evlilikler ile ev içi bakım yükü nedeniyle eğitim dışına çıktığı biliniyor. Geçtiğimiz haftalarda İstatistiklerle Çocuk, 2023 raporu yayınladı. 2023 yılında maddi yoksulluk yaşayan çocukların sayısı 7 milyon 34 bin olurken, çocuk işçilik oranı ise yüzde 22,1 oldu. 2020 yılına tekrar dönersek çocuk işçiliği oranı yüzde 16,2, yani çocuk işçiliği üç yılda yüzde 6 artmış. Yoksulluğun, yetersiz beslenmenin, çalıştırılan çocukların, ihmalin, istismarın, şiddetin, suç oranı her yıl çoğalıyor. Bu artış bize iktidarın yoksulluktan ve özellikle çocuklardan yana bir sosyal politikası olmadığını gösteriyor. Bu nedenle her birimizin çocukların laik ve bilimsel eğitime erişebilmesi için çocuklara sahip çıkması ve özellikle sosyal belediyecilik örneklerinin çoğalması için çaba sarf etmemiz gerekiyor” dedi.
YAŞANTI YETERSİZLİĞİ
Son olarak çocuk işçiliği ve çocuğa karşı yapılan istismarlar üzerine değerlendirmelerde bulunan Sosyolog Sadık Aktaş, şu ifadeleri kullandı: “Yoksulluktan kurtulmak için çalışmak zorunda kalan çocuklar, gerekli temel eğitimi alamadıklarından, gelecekte daha iyi ücret kazandırabilecek işler yerine niteliksiz emek gerektiren düşük ücretli işlerde çalışmak zorunda kalıyor. Ayrıca resmi eğitim ile işin sorumluluklarını bir arada yürütemeyen ve aile gelirine katkıda bulunmak zorunda olan çocuklar, işi eğitime tercih ediyor. Okula gidememek bazı çocuklarda, toplumsallaşma olanaklarını iyice azaltacaktır, diğer çocuklarla kaynaşamayacak, onlarla ilişki kurup zenginleşemeyecektir. Çocuk işçiliği kısa bir anlatımla yaşantı yetersizliğidir. Bu yaşantı yetersizliği; fiziksel, çevresel, sosyal ve kültürel kaynakların yoksulluğu; insani gelişiminde elverişsiz ortamlarda yetişmek, ailenin ve toplumsal yapıların yetersizliği içinde büyümek; çocukların kendilerini ifade etmelerini ve korumalarını sağlayan yasal kaynaklardan ve politik kaynaklardan yoksun kalması olarak tanımlamaktadır. Kendi güvenli bölgesinden (aile) koparılan çocuk travmatik olarak itaat etmeyi ve kuralsızlaşabilmeyi öğrenecektir. Tarihsel olarak çocuk işçiliği ve istismar her dönemde var olagelmiştir. Demokratik sistemlerle çocuk haklarının güvence altına alınması, çalışma yaşının belirlenmesi ve yasalaştırılması görece iyileştirme sağlasa da eşitsiz gelişmenin neden olduğu yoksullaşma, çocuk işçiliğinin devam etmesine neden olmaktadır. Buradaki istismar birçok istismarında ana nedeni haline gelmektedir.”
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Derinleşen yoksulluk çocukları eğitimden koparıp sokaklara itiyor. Uzmanlar, çocukların ihmal ve istismardan korunmasının en etkili yolunun ihbar etmek olduğunu vurgularken, vatandaşları ise duyarlı olmaya çağırıyor
YAREN GÜZELKAN-ÖZEL HABER/ Son yıllarda derinleşen yoksulluk, hayatın birçok alanını olumsuz etkilediği gibi eğitim konusunu da derinden yaralıyor. Eğitimdeki eşitsizlik, çocukların eğitimden kopmasına ve çocuk işçiliğinin artmasına yol açıyor. Eğitim Reformu Girişimi’nin 2023-2024 raporuna göre, özellikle maddi yetersizlikler nedeniyle okulu bırakan erkek çocuklarının sayısı artarken, kız çocuklarının ise erken evlilikleri ve ev içi sorumlulukları nedeniyle eğitim dışında kaldığı görülüyor. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) ve Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu’nun (UNICEF) Türkiye’deki verilerine bakıldığında, çocuk işçiliği oranının 2020’den 2023’e yüzde 16,2’den 22,1’e yükseldiğini gösteriyor. Çocuklar, ihmal ve sokaklarda çalıştırılma gibi tehlikelerle karşı karşıya kalıyor. Özellikle yoksulluk ve eğitimdeki eşitsizlikler, çocukların fiziksel ve psikolojik sağlıklarını tehdit ederken, çocuk işçiliği oranı da artıyor. Yaşanan sorunların yanı sıra aile içi şiddet ve ölümlerden de koruyamadığımız Narin, Sıla gibi çocuklarımızın sayısı da her geçen gün artıyor.
Saadet Öğretmen Çocuk İstismarı ile Mücadele Derneği (UCİM) Türkiye Hukuk Koordinatörü Av. Candan Tekin, sokaklarda çalıştırılan çocuklara en büyük yardımın onları ve onları çalıştıran kişilerin Aile ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın ihbar hattı olan 183’ü arayıp ihbar edilmesi gerektiğine dikkat çekti. CHP Yoksulluk Dayanışma Ofisi Koordinatörü ve Derin Yoksulluk Ağı Kurucusu Hacer Foggo ise sosyal politikaların güçlendirilmesi ve toplumsal dayanışmanın artırılması gerektiğine vurgu yaptı.
ASIL ÖNEMLİ OLAN ÖNLEMDİR
Her çocuğun eşit fırsatlarda okula gidemeyip sokaklarda çalışmak durumunda kalmasını ve aile içi istismarın artması hakkında açıklamalarda bulunan UCİM Türkiye Hukuk Koordinatörü Av. Candan Tekin, “En zoru çocukları ailelerinden korumak. Dört duvar arasında yaşananları ne yazık ki fark edemiyoruz, çocuklar zarar gördükten sonra yaşadıkları gün yüzüne çıkıyor ve adalet mücadelesi vermeye başlıyoruz. Asıl önemli olan ise önleme faaliyetleri. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı tarafından yapılacak aile ziyaretlerine ve denetimlere ihtiyacımız var. Sık sık yapılacak sağlık taraması ve zorunlu eğitim takibi, ailelerin ev içinde de denetimlerini sağlayabilir” dedi. “Sokaklarda yaşayan ve zorla çalıştırılan çocuklara gelecek olursak; o çocuklar, her türlü ihmal ve istismara açıktır” diyen Av. Tekin, “Vatandaşların bilinçli olması halinde bu ailelerin ihbarı, devletin koruyucu ve destekleyici tedbirlerinin uygulamasını sağlayabilir; ancak bazı sosyo-kültürel yapıların, farklı milletten, ırktan çocuk ve kadınların sokakta olmalarının kanıksanması, bu mekanizmaların devreye sokulmamasına neden oluyor. İhmal; sosyal, kültürel, ekonomik ve psikolojik destekten mahrumiyet, şiddet, cinsel istismar ve ölümü de maalesef ki beraberinde getirebiliyor. Evet bazı çocuklar, en temel haklardan bile mahrum, yeterli besinleri alamıyor, yeteri kadar uyuyamıyor, sağlık taramasından geçmiyor, eğitim kurumlarında olmaları gerekirken sokaklarda, kendilerine hiç uygun olmayan ortamlarda hayatlarını sürdürüyorlar. Elimizde bir istatistik ya da oran olmasa da bu şartlarda yaşayan çocukların büyük risk altında olduğunu söylemek hatalı olmayacaktır” diye konuştu.
EN BÜYÜK YARDIM İHBAR ETMEK
“Sokakta yaşayan çocuklara yardım etmek, para vermek doğru mu?” sorusunu yanıtlayan Av. Tekin, “O çocuklara en büyük yardım ihbardır. Sokakta araba camı silen, su-mendil satan, yani sokakta çalıştırılan ya da dilendirilen bir çocuk gördüğümüzde en doğrusu Aile Bakanlığı’nın ihbar hattı olan 183’ü aramaktır. O an çocuk bir suç mağduru ise destek hattındaki görevli, verdiğimiz adrese kolluk kuvvetlerini yönlendirir. Bir iş yeri, İş Kanunu’na aykırı bir şekilde kanunen staj yapması, kalfa ya da çırak olması mümkün olmayacak bir yaşta çocuk çalıştırıyorsa da Sosyal Güvenlik Kurumu’na bildirebiliriz” ifadelerine yer verdi.
ÇOCUKLARA SAHİP ÇIKILMALI
Her yeni eğitim-öğretim yılının başlamasıyla okul dışında kalan çocukların sayısında artış yaşandığını kaydeden CHP Yoksulluk Dayanışma Ofisi Koordinatörü ve Derin Yoksulluk Ağı Kurucusu Hacer Foggo, “Eğitim Reformu Girişimi’nin 2023-2024 eğitim öğretim yılı raporuna göre eğitim dışındaki çocuk sayısında görülen artış ve bu artışın ağırlıklı olarak oğlan çocuklarda olması yoksulluğun ne kadar derinleştiğinin de bir göstergesi. Kızların ise çocuk yaşta erken ve zorla evlilikler ile ev içi bakım yükü nedeniyle eğitim dışına çıktığı biliniyor. Geçtiğimiz haftalarda İstatistiklerle Çocuk, 2023 raporu yayınladı. 2023 yılında maddi yoksulluk yaşayan çocukların sayısı 7 milyon 34 bin olurken, çocuk işçilik oranı ise yüzde 22,1 oldu. 2020 yılına tekrar dönersek çocuk işçiliği oranı yüzde 16,2, yani çocuk işçiliği üç yılda yüzde 6 artmış. Yoksulluğun, yetersiz beslenmenin, çalıştırılan çocukların, ihmalin, istismarın, şiddetin, suç oranı her yıl çoğalıyor. Bu artış bize iktidarın yoksulluktan ve özellikle çocuklardan yana bir sosyal politikası olmadığını gösteriyor. Bu nedenle her birimizin çocukların laik ve bilimsel eğitime erişebilmesi için çocuklara sahip çıkması ve özellikle sosyal belediyecilik örneklerinin çoğalması için çaba sarf etmemiz gerekiyor” dedi.
YAŞANTI YETERSİZLİĞİ
Son olarak çocuk işçiliği ve çocuğa karşı yapılan istismarlar üzerine değerlendirmelerde bulunan Sosyolog Sadık Aktaş, şu ifadeleri kullandı: “Yoksulluktan kurtulmak için çalışmak zorunda kalan çocuklar, gerekli temel eğitimi alamadıklarından, gelecekte daha iyi ücret kazandırabilecek işler yerine niteliksiz emek gerektiren düşük ücretli işlerde çalışmak zorunda kalıyor. Ayrıca resmi eğitim ile işin sorumluluklarını bir arada yürütemeyen ve aile gelirine katkıda bulunmak zorunda olan çocuklar, işi eğitime tercih ediyor. Okula gidememek bazı çocuklarda, toplumsallaşma olanaklarını iyice azaltacaktır, diğer çocuklarla kaynaşamayacak, onlarla ilişki kurup zenginleşemeyecektir. Çocuk işçiliği kısa bir anlatımla yaşantı yetersizliğidir. Bu yaşantı yetersizliği; fiziksel, çevresel, sosyal ve kültürel kaynakların yoksulluğu; insani gelişiminde elverişsiz ortamlarda yetişmek, ailenin ve toplumsal yapıların yetersizliği içinde büyümek; çocukların kendilerini ifade etmelerini ve korumalarını sağlayan yasal kaynaklardan ve politik kaynaklardan yoksun kalması olarak tanımlamaktadır. Kendi güvenli bölgesinden (aile) koparılan çocuk travmatik olarak itaat etmeyi ve kuralsızlaşabilmeyi öğrenecektir. Tarihsel olarak çocuk işçiliği ve istismar her dönemde var olagelmiştir. Demokratik sistemlerle çocuk haklarının güvence altına alınması, çalışma yaşının belirlenmesi ve yasalaştırılması görece iyileştirme sağlasa da eşitsiz gelişmenin neden olduğu yoksullaşma, çocuk işçiliğinin devam etmesine neden olmaktadır. Buradaki istismar birçok istismarında ana nedeni haline gelmektedir.”
Kaynak: HABER MERKEZİ
Kılıçdaroğlu hakim karşısında!
Tüm Bel-Sen’de güven krizi
Spotify müzik özeti 2024: Spotify Wrapped 2024 ne zaman yayınlanacak?
Piri Reis’i Hangi El Tutuyor?
Menemen’de okulda öğretmene şiddet: Toplumsal sorunu yansıtıyor!
Başkan Tugay, hükümeti topa tuttu: İzmir’i sevmiyorlar
Böyle hırsızlık şeytanın aklına gelmez
Derin yoksulluk toplumu yozlaştırdı
İzmir Valiliğinden uyarı: Ege Denizi'nin kuzeyinde fırtına bekleniyor!
İzmir’de kadınlar 25 Kasım için toplanacak
Son Girilen Haberler
İzmir haber: Cezaevinden tahliye olur olmaz dehşet saçtı
İzmir'in Konak ilçesinde, cezaevinden tahliye olduktan saatler sonra bir kişi, eşini ve kayınpederini bıçakla yaraladı
Başkan Saygılı’dan Tugay’a 2. çevreyolu cevabı
Seferihisar Kongresi'nde AK Parti İzmir İl Başkanı Bilal Saygılı, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay'ın 2. Çevreyolu eleştirilerine yanıt verdi
AK Partili Boztepe içme suyuna yapılan zamma tepki gösterdi
İzmir’de bir yıl içinde içme suyuna ikinci kez zam yapılmasına tepki gösteren AK Partili meclis üyesi Hüsnü Boztepe, “Başkan Tugay, İzmirliler bana güvensin diyordu ancak kendisi verdiği sözleri tutmadı” dedi