Ticaret Bakanlığı’nın Suriye’den fıstık ithalatı için başlattığı çalışmalara dikkat çeken CHP İzmir Milletvekili Kılıç, Ziraat Mühendisleri Odası İzmir Şube Başkanı Çakıcı ve bir yerli üretici, bu kararın gıda güvenliği açısından taşıdığı risklere vurgu yaptı.
Haber Giriş Tarihi: 10.01.2025 09:29
Haber Güncellenme Tarihi: 10.01.2025 09:41
Muhabir:
MERVE AĞRIÇ
Türkiye’de tarım sektörü son yıllarda artan maliyetler, girdi fiyatları ve üretim sorunlarıyla mücadele ederken, Ticaret Bakanlığı’nın Antep fıstığı fiyatlarını dengelemek amacıyla Suriye’den fıstık ithalatı için başlattığı çalışmalar tartışmalara yol açtı. Savaşın etkileriyle ağır bir yıkıma uğrayan Suriye’den ithalat kararı hem ekonomik hem de toplumsal boyutlarıyla eleştirilirken, muhalefet ve sektör temsilcileri, bu adımın tarım politikalarının sürdürülebilirliğini tehdit ettiğini belirtti. Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İzmir Milletvekili Av. Sevda Erdan Kılıç, Ziraat Mühendisleri Odası İzmir Şube Başkanı Dr. Hakan Çakıcı ve yerli bir çiftçi, yerli üreticinin zor durumda bırakıldığına ve ithalat kolaycılığının uzun vadede tarım sektörünü daha da zora sokacağına dikkat çekti.
KILIÇ: TARIM KATLİAMI
Suriye’den fıstık ithalatı meselesinin, iktidarın çiftçiye ve tarıma karşı yürüttüğü sistematik yıkım projesi olduğunu iddia eden CHP İzmir Milletvekili Av. Sevda Erdan Kılıç, “Bir zamanlar ‘tarım cenneti’ olan ülkemiz, şimdi 13 yıldır iç savaşla yerle bir olmuş bir ülkeden fıstık ithal edecek duruma düşürüldü. Bu, sadece bir fıstık meselesi değil, bu bir onur meselesi! Gaziantep’in, bu kadim şehrimizin adıyla özdeşleşmiş fıstığımızı, bombaların altında, terör örgütlerinin kontrolündeki tarlalardan ithal edeceğiz öyle mi? Yerli üreticimiz kan ağlarken, Suriye’den gelecek denetimsiz ürünlerle rekabet etmeye zorlanacak. Bu, çiftçimize vurulan ağır bir darbe. Uzun vadeli etkilerine gelince, bu karar tam anlamıyla bir ‘tarım katliamı’. Antep fıstığı üretimimiz, dededen toruna geçen bir kültürel miras. Şimdi soruyorum: Suriye’den ucuz ve denetimsiz fıstık gelince, bizim çiftçimiz nasıl ayakta kalacak? Üreticilerimiz traktörlerini satarken, tarlalarını icraya verirken, iktidar Suriye’den ithalat yaparak çözüm bulduğunu mu sanıyor? Bu gidişle yakında fıstık tarlalarımız imara açılır, AVM olur, rezidans olur! Zaten iktidarın istediği de bu değil mi?” ifadelerini kullandı.
TARIM POLİTİKALARININ İFLASI
Gıda güvenliği konusunun ise skandal olduğunu vurgulayan Av. Kılıç, “Kendi ürettiğimiz fıstıklar Avrupa’dan aflatoksin nedeniyle geri dönerken, savaş bölgesinden gelecek ürünlerin denetimini nasıl yapacaksınız? Kim, hangi laboratuvarda, hangi standartlarda kontrol edecek? Yoksa ‘Allah’a emanet’ mi diyeceğiz? Suriye’de devlet otoritesi yok, laboratuvar kaldı mı, denetim var mı? Emin değiliz. Terörist grupların kontrolündeki bölgelerden gelecek ürünlerin sertifikasını kim verecek? HTŞ mi, El Nusra mı, DEAŞ mı? Bu nasıl bir ciddiyetsizliktir! Türkiye gibi tarım potansiyeli yüksek bir ülkenin, iç savaş yaşayan bir ülkeden fıstık ithal etmek zorunda kalması, iktidarın tarım politikalarının iflasının göstergesidir. Zaten gıda enflasyonumuzun savaştaki Rusya ve Ukrayna’dan bile yüksek olması, yönetim başarısızlığını ortaya koymaktadır. İktidar, ithalat kolaycılığına kaçmak yerine, yerli üreticiyi destekleyecek, maliyetleri düşürecek ve üretimi artıracak politikalar geliştirmelidir. Şimdi de çözümü Suriye’den ithalatta buluyorlar. Sonuç olarak, bu karar tam bir akıl tutulması. İktidar, yerli üreticiyi destekleyip, maliyetleri düşürecek önlemler alacağına, en kolay yolu seçiyor: İthalat! Bugün fıstık, yarın başka ürünler. Çiftçimizi, üreticimizi yok sayan bu politikalardan derhal vazgeçilmeli, yerli üretime gereken destek sağlanmalı” sözlerine yer verdi.
“ÇİFTÇİ BİLİNÇLENDİRİLMELİ”
Suriye’den yapılacak olan ithalatın yerli üreticiyi sıkıntıya düşürmeden yapılması gerektiğini belirten Ziraat Mühendisleri Odası İzmir Şube Başkanı Dr. Hakan Çakıcı, “İthal edilme durumunda yerli üretici ve piyasadaki ürün fiyatı direkt olarak etkileniyor. Fiyat düşüşleri meydana geliyor ancak ülkemizde girdi maliyetleri nedeniyle üretici olumsuz etkileniyor. Bu durum sadece fıstık için değil diğer ürünler için de geçerli. Çiftçinin malını satacağı dönemlerde ürünün ithal edilmesi fiyat istikrarsızlığına neden oluyor. Ürünü belli bir maliyetten üretmiş çiftçi de bu durumda elindeki ürünü satarken zor durumda kalıyor” dedi.
TÜRKİYE’DEKİ ÜRÜNLERE NE OLDU?
Bunun yanı sıra çiftçinin özellikle ilaç kullanımı konusunda bilinçlendirilmesi gerektiğini vurgulayan Dr. Çakıcı, yasaklı ilaçların Türkiye’de nasıl kullanıldığı konusunda yeterli denetimlerin olmadığını belirtti. Gelecek olan ürünlerde gıda güvenliğinin de söz konusu olduğunu belirten Dr. Çakıcı, “Kuru yemişler yeterince özenli kurutulmadan üretildiğinde ilaç kalıntısı, aflatoksin ve mikotoksin gibi zehirli maddeler meydana geliyor. Gelecek olan ürünlerin hangi şartlarda nasıl üretildiğini bilmiyoruz. Yani esas sorun Türkiye’deki ihraç edilen ürünlerden ziyade, bizim tükettiğimiz ürünlerde ne olduğu. Bakanlığın bu konuyu araştırması gerekiyor. Çünkü yurt dışında gönderilecek olan ürünler daha fazla denetimden geçiyor. Ancak yerli piyasaya sürülecek ürün bu kadar denetlenmiyor. İhraç edilen ürünlerde bu durum söz konusuysa yerli piyasaya sürülen ürünlerde neler var bilemiyoruz. Birtakım zararlı maddelerin olduğunu ancak ihraç edilen ürünler geri dönünce anlıyoruz. Hatta onların ne olduğunu da sonradan takip ediyoruz ‘geri ülkedeki piyasaya mı sürüldü’ diye” ifadelerini kullandı.
ÇİFTÇİLER VAZGEÇİYOR
Gaziantep’te Antep fıstığı üretimi yapan yerli bir üretici ise, “Başka bir ülkeden ithal etmek yerine, yerli tarımın desteklenmesinin daha doğru olacağını düşünüyorum. Yerli üretici desteklerinse ihracat miktarı da artar. Ülkemizin elverişli topraklarında başka bir ülkeden fıstığın gelmesi doğru değil. Bu durumun yerli üretimi öldürebileceğini düşünüyorum. Zaten çiftçiler zarar ettikleri için üretim yapmaktan da vazgeçiyorlar. Fıstık, domates gibi her sene yetişen bir ürün değil. Üretimi yıllar sürüyor, bu kadar zor üretilen bir üründe ciddi bir emek söz konusu. Devlet üreticiye yeterli desteği de vermiyor. 1 sene içerisinde yapılan masraf karşılanmıyor, kar oranı da bu nedenle düşük oluyor. Aynı zamanda ithal edilecek ürün ne kadar hijyenik olacak. Savaş ortamında birçok kimyasala maruz kalmış olabilir. Bazıları kullanıyor olsa da biz fıstıklarımızı üretirken kimyasal vermeden üretmeye özen gösteriyoruz. Kuruturken de dikkat edilmesi gerekiyor. Ürünler uzun süre depolarda kalabiliyor, çatlak fıstık gönderdiğimizde ürün daha hızlı bir şekilde bozulabiliyor” sözlerine yer verdi.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Ticaret Bakanlığı’nın Suriye’den fıstık ithalatı için başlattığı çalışmalara dikkat çeken CHP İzmir Milletvekili Kılıç, Ziraat Mühendisleri Odası İzmir Şube Başkanı Çakıcı ve bir yerli üretici, bu kararın gıda güvenliği açısından taşıdığı risklere vurgu yaptı.
Türkiye’de tarım sektörü son yıllarda artan maliyetler, girdi fiyatları ve üretim sorunlarıyla mücadele ederken, Ticaret Bakanlığı’nın Antep fıstığı fiyatlarını dengelemek amacıyla Suriye’den fıstık ithalatı için başlattığı çalışmalar tartışmalara yol açtı. Savaşın etkileriyle ağır bir yıkıma uğrayan Suriye’den ithalat kararı hem ekonomik hem de toplumsal boyutlarıyla eleştirilirken, muhalefet ve sektör temsilcileri, bu adımın tarım politikalarının sürdürülebilirliğini tehdit ettiğini belirtti. Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İzmir Milletvekili Av. Sevda Erdan Kılıç, Ziraat Mühendisleri Odası İzmir Şube Başkanı Dr. Hakan Çakıcı ve yerli bir çiftçi, yerli üreticinin zor durumda bırakıldığına ve ithalat kolaycılığının uzun vadede tarım sektörünü daha da zora sokacağına dikkat çekti.
KILIÇ: TARIM KATLİAMI
Suriye’den fıstık ithalatı meselesinin, iktidarın çiftçiye ve tarıma karşı yürüttüğü sistematik yıkım projesi olduğunu iddia eden CHP İzmir Milletvekili Av. Sevda Erdan Kılıç, “Bir zamanlar ‘tarım cenneti’ olan ülkemiz, şimdi 13 yıldır iç savaşla yerle bir olmuş bir ülkeden fıstık ithal edecek duruma düşürüldü. Bu, sadece bir fıstık meselesi değil, bu bir onur meselesi! Gaziantep’in, bu kadim şehrimizin adıyla özdeşleşmiş fıstığımızı, bombaların altında, terör örgütlerinin kontrolündeki tarlalardan ithal edeceğiz öyle mi? Yerli üreticimiz kan ağlarken, Suriye’den gelecek denetimsiz ürünlerle rekabet etmeye zorlanacak. Bu, çiftçimize vurulan ağır bir darbe. Uzun vadeli etkilerine gelince, bu karar tam anlamıyla bir ‘tarım katliamı’. Antep fıstığı üretimimiz, dededen toruna geçen bir kültürel miras. Şimdi soruyorum: Suriye’den ucuz ve denetimsiz fıstık gelince, bizim çiftçimiz nasıl ayakta kalacak? Üreticilerimiz traktörlerini satarken, tarlalarını icraya verirken, iktidar Suriye’den ithalat yaparak çözüm bulduğunu mu sanıyor? Bu gidişle yakında fıstık tarlalarımız imara açılır, AVM olur, rezidans olur! Zaten iktidarın istediği de bu değil mi?” ifadelerini kullandı.
TARIM POLİTİKALARININ İFLASI
Gıda güvenliği konusunun ise skandal olduğunu vurgulayan Av. Kılıç, “Kendi ürettiğimiz fıstıklar Avrupa’dan aflatoksin nedeniyle geri dönerken, savaş bölgesinden gelecek ürünlerin denetimini nasıl yapacaksınız? Kim, hangi laboratuvarda, hangi standartlarda kontrol edecek? Yoksa ‘Allah’a emanet’ mi diyeceğiz? Suriye’de devlet otoritesi yok, laboratuvar kaldı mı, denetim var mı? Emin değiliz. Terörist grupların kontrolündeki bölgelerden gelecek ürünlerin sertifikasını kim verecek? HTŞ mi, El Nusra mı, DEAŞ mı? Bu nasıl bir ciddiyetsizliktir! Türkiye gibi tarım potansiyeli yüksek bir ülkenin, iç savaş yaşayan bir ülkeden fıstık ithal etmek zorunda kalması, iktidarın tarım politikalarının iflasının göstergesidir. Zaten gıda enflasyonumuzun savaştaki Rusya ve Ukrayna’dan bile yüksek olması, yönetim başarısızlığını ortaya koymaktadır. İktidar, ithalat kolaycılığına kaçmak yerine, yerli üreticiyi destekleyecek, maliyetleri düşürecek ve üretimi artıracak politikalar geliştirmelidir. Şimdi de çözümü Suriye’den ithalatta buluyorlar. Sonuç olarak, bu karar tam bir akıl tutulması. İktidar, yerli üreticiyi destekleyip, maliyetleri düşürecek önlemler alacağına, en kolay yolu seçiyor: İthalat! Bugün fıstık, yarın başka ürünler. Çiftçimizi, üreticimizi yok sayan bu politikalardan derhal vazgeçilmeli, yerli üretime gereken destek sağlanmalı” sözlerine yer verdi.
“ÇİFTÇİ BİLİNÇLENDİRİLMELİ”
Suriye’den yapılacak olan ithalatın yerli üreticiyi sıkıntıya düşürmeden yapılması gerektiğini belirten Ziraat Mühendisleri Odası İzmir Şube Başkanı Dr. Hakan Çakıcı, “İthal edilme durumunda yerli üretici ve piyasadaki ürün fiyatı direkt olarak etkileniyor. Fiyat düşüşleri meydana geliyor ancak ülkemizde girdi maliyetleri nedeniyle üretici olumsuz etkileniyor. Bu durum sadece fıstık için değil diğer ürünler için de geçerli. Çiftçinin malını satacağı dönemlerde ürünün ithal edilmesi fiyat istikrarsızlığına neden oluyor. Ürünü belli bir maliyetten üretmiş çiftçi de bu durumda elindeki ürünü satarken zor durumda kalıyor” dedi.
TÜRKİYE’DEKİ ÜRÜNLERE NE OLDU?
Bunun yanı sıra çiftçinin özellikle ilaç kullanımı konusunda bilinçlendirilmesi gerektiğini vurgulayan Dr. Çakıcı, yasaklı ilaçların Türkiye’de nasıl kullanıldığı konusunda yeterli denetimlerin olmadığını belirtti. Gelecek olan ürünlerde gıda güvenliğinin de söz konusu olduğunu belirten Dr. Çakıcı, “Kuru yemişler yeterince özenli kurutulmadan üretildiğinde ilaç kalıntısı, aflatoksin ve mikotoksin gibi zehirli maddeler meydana geliyor. Gelecek olan ürünlerin hangi şartlarda nasıl üretildiğini bilmiyoruz. Yani esas sorun Türkiye’deki ihraç edilen ürünlerden ziyade, bizim tükettiğimiz ürünlerde ne olduğu. Bakanlığın bu konuyu araştırması gerekiyor. Çünkü yurt dışında gönderilecek olan ürünler daha fazla denetimden geçiyor. Ancak yerli piyasaya sürülecek ürün bu kadar denetlenmiyor. İhraç edilen ürünlerde bu durum söz konusuysa yerli piyasaya sürülen ürünlerde neler var bilemiyoruz. Birtakım zararlı maddelerin olduğunu ancak ihraç edilen ürünler geri dönünce anlıyoruz. Hatta onların ne olduğunu da sonradan takip ediyoruz ‘geri ülkedeki piyasaya mı sürüldü’ diye” ifadelerini kullandı.
ÇİFTÇİLER VAZGEÇİYOR
Gaziantep’te Antep fıstığı üretimi yapan yerli bir üretici ise, “Başka bir ülkeden ithal etmek yerine, yerli tarımın desteklenmesinin daha doğru olacağını düşünüyorum. Yerli üretici desteklerinse ihracat miktarı da artar. Ülkemizin elverişli topraklarında başka bir ülkeden fıstığın gelmesi doğru değil. Bu durumun yerli üretimi öldürebileceğini düşünüyorum. Zaten çiftçiler zarar ettikleri için üretim yapmaktan da vazgeçiyorlar. Fıstık, domates gibi her sene yetişen bir ürün değil. Üretimi yıllar sürüyor, bu kadar zor üretilen bir üründe ciddi bir emek söz konusu. Devlet üreticiye yeterli desteği de vermiyor. 1 sene içerisinde yapılan masraf karşılanmıyor, kar oranı da bu nedenle düşük oluyor. Aynı zamanda ithal edilecek ürün ne kadar hijyenik olacak. Savaş ortamında birçok kimyasala maruz kalmış olabilir. Bazıları kullanıyor olsa da biz fıstıklarımızı üretirken kimyasal vermeden üretmeye özen gösteriyoruz. Kuruturken de dikkat edilmesi gerekiyor. Ürünler uzun süre depolarda kalabiliyor, çatlak fıstık gönderdiğimizde ürün daha hızlı bir şekilde bozulabiliyor” sözlerine yer verdi.
Kaynak: MERVE AĞRIÇ
İzmirli şoförlerden S ve T plaka ihalesi çıkışı: Ulaşıma zarar verecek hiçbir uygulamaya oy vermeyeceğiz
Özgür Özel: Geçim yoksa seçim var
İZBAN'da feci son: Raylara düştü hayatını kaybetti
Kaf-Kaf, Türk Telekom deplasmanında
İş bırakma sırası memurda
Hikayesi çok güçlü bir adam ve kitabı: Moris Karmona’dan MORHİS
Yerli fıstık ağlarken Suriye’ye yeşil ışık
Metro’da yeni dönem: Narlıdere Kaymakamlık istasyonuna kadar gidecek
Mehmet Hanifi Müslümoğlu’ndan 10 Ocak mesajı: Gazeteciler doğru bilginin teminatıdır
Ege Üniversitesi kampüs yolu yenilendi
Son Girilen Haberler
Ege Üniversitesi Rektörü Budak Malatya’da tarımın önemini anlattı
Ege Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Necdet Budak, Türkiye'de tarımsal öğretimin 179. yılı etkinlikleri kapsamında Malatya'da konferans verdi, valiyi ve üniversite rektörünü ziyaret etti
Ogün Samast'ın yargılandığı davada karar çıktı!
Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink'i 2007'de silahla vurarak öldüren Ogün Samast'ın 'FETÖ'ye üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemek' suçlamasıyla yargılandığı davada karar çıktı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan: CHP'de matem havası var. Fikri akrabalıkları olan Baas'ın düşmesini hazmedemediler!
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Hasan Güngör Spor Salonu'nda partisinin Denizli 8. Olağan İl Kongresi'nde konuştu.