Tam kapalı omurga cerrahisi hızlı iyileşme sağlıyor
Tam kapalı omurga cerrahisi hızlı iyileşme sağlıyor
Bel, boyun fıtığı, skolyoz, omurga kireçlenmesi gibi sebeplerle hareket edemez hale gelen, özellikle ileri yaş hastalar, tam kapalı yöntemle uygulanan "endoskopik omurga cerrahisi" ile daha hızlı iyileşiyor.
Haber Giriş Tarihi: 21.10.2024 05:00
Haber Güncellenme Tarihi: 20.10.2024 14:01
Kaynak:
AA
Dünyada giderek yaygınlaşan ve Türkiye'de de sayılı merkezde uygulanan endoskopik omurga cerrahisine ilişkin açıklamalarda bulunan Ortopedi ve Omurga Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Mehmet Atıf Aksekili, bu yöntemin hastalarda hızlı ayağa kalkma ve iyileşmeyi sağladığını ifade etti.
Aksekili, "Bu tam kapalı omurga cerrahisi dediğimiz bir yöntem. Yaklaşık 5-7 milimetre arasındaki kesilerle direkt omurgadaki kireçlenmeye, bel fıtığına ulaşıp o patolojiyi ortadan kaldırabilmemizi, hastayı tedavi edebilmemizi sağlıyor. Yöntemi uygularken kamera ve özel el aletlerini kullanıyoruz." dedi.
Yöntemin açık cerrahi ameliyatlara göre hastalara ciddi kolaylıklar sağladığını aktaran Aksekili,
"Bu tip ameliyatlarda amacımız hastanın en kısa sürede sağlığına kavuşması. Küçük kesi yaptığımız için ameliyat sonrası iyileşme süresi oldukça kısa. Hastaları kısa süre içerisinde ayağa kaldırabiliyoruz. Kamera ve özel el aletleriyle direkt patolojiye ulaşabildiğimiz için normal dokulara zarar verme riski kalkıyor. Ayrıca ameliyat sürecinde hastaya vida, plak, platin gibi implantları kullanma ihtiyacı çok azalıyor. Yöntemle, omurgadaki kanal daralmalarını, çeşitli omurga eğriliklerinin yol açtığı sinir sıkışmalarını, bel, boyun fıtığını, çeşitli omurga enfeksiyonlarını tedavi edebiliyoruz." şeklinde konuştu.
Türkiye'de de giderek yaygınlaşıyor
Prof. Dr. Aksekili, endoskopik omurga cerrahisinde kullanılan kameraların açık cerrahi ameliyata göre daha iyi bir görüş açısı sunduğuna dikkat çekerek, "Tedavi başarımız oldukça yüksek, kullandığımız teknolojinin yardımıyla patolojik dokulara direkt ulaşabiliyoruz. Kameralar, hastadaki probleme yaklaşık 30 kat büyüterek bakmamızı sağlıyor." dedi.
"Unilateral biportal endoskopi" olarak da adlandırılan yöntemin ilk olarak Güney Kore'de geliştirildiğini, yaklaşık 10-12 yıllık bir geçmişinin olduğunu aktaran Aksekili, "Güney Kore'de yüzde 80-90 civarında artık bu yöntem tercih ediliyor. Japonya, Avrupa'da oldukça sık kullanılıyor, tüm dünyada yaygınlaşan bir yöntem. Türkiye'de de giderek yaygınlaşıyor, sayılı merkezlerde yapılan bir yöntem ve bilinirliği arttıkça çok standart bir cerrahi yöntem haline geleceğini düşünüyorum." dedi.
Aksekili, özellikle ek hastalıkları olan ileri yaş hastalarda küçük kesili ameliyatların önem taşıdığının altını çizerek, belden bacaklara vuran uyuşma, karıncalanma, ağrı, çekilme, yanma hissi ve yürüme problemi olan hastaların ameliyat sonrası çok daha rahat yürüyebildiğini ve ağrı gibi sıkıntılarının çok azaldığının görüldüğünü ifade etti.
Artık evin içinde gezebiliyorum, uyuyabiliyorum
Omurgada kireçlenme sorunu olan ve endoskopik omurga cerrahisi yöntemiyle ameliyat edilen 75 yaşındaki ev hanımı Elif Murat da rahatsızlığı sebebiyle yaklaşık 6-7 sene çok ciddi ağrılar çektiğini, uyuyamaz hale geldiğini ifade etti.
Murat, "Son sürecimde neredeyse yürüyemez noktaya gelmiştim, ancak evin içinde duvarlara tutunarak adım atabiliyordum. Hep kendi kendime ağlıyordum, ileride ne olacağım, yatalak mı olacağım diye... Şükür bu yöntemi öğrendik, hocamdan Allah bin kere razı olsun. Şimdi iyiyim, artık evin içinde gezebiliyorum, uyuyabiliyorum. Yavaş yavaş dışarı çıkmaya başladım." diye konuştu.
Şu anda çok iyiyim, işime geri döndüm
Makine yüksek mühendisi 74 yaşındaki Mehmet Aktaş ise yaklaşık 10 yıl önce yüksekten düşme sonucu omurgasının çatladığını ve o dönem ameliyatla üç omurunun platinle birbirine bağlandığını dile getirdi.
Aktaş, ameliyat sonrası hareketinin tek omur üzerine binmesi, platinlerinin yıllar içerisinde batma yapmaya başlaması gibi sıkıntılarla karşı karşıya kaldığını söyleyerek,
"Yürümekte zorlanıyordum, ayaklarım uyuşuyordu, ağrı çekiyordum. Ben çalışmaya devam ediyorum ve bu sorunlarım sebebiyle çalışamaz noktaya gelmiştim. Otururken bile rahatsız oluyordum, uzun mesafe yürüyemiyordum. Ameliyat olalı bir ay oldu. Şu anda çok iyiyim, işime geri döndüm, araba kullanıyorum, yürüme konusunda bir sıkıntım yok. Ufak tefek ağrılarım var tabi ama onun da üç aylık bir sürede çok azalacağını söyledi doktorumuz." ifadelerini kullandı.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Bel, boyun fıtığı, skolyoz, omurga kireçlenmesi gibi sebeplerle hareket edemez hale gelen, özellikle ileri yaş hastalar, tam kapalı yöntemle uygulanan "endoskopik omurga cerrahisi" ile daha hızlı iyileşiyor.
Dünyada giderek yaygınlaşan ve Türkiye'de de sayılı merkezde uygulanan endoskopik omurga cerrahisine ilişkin açıklamalarda bulunan Ortopedi ve Omurga Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Mehmet Atıf Aksekili, bu yöntemin hastalarda hızlı ayağa kalkma ve iyileşmeyi sağladığını ifade etti.
Aksekili, "Bu tam kapalı omurga cerrahisi dediğimiz bir yöntem. Yaklaşık 5-7 milimetre arasındaki kesilerle direkt omurgadaki kireçlenmeye, bel fıtığına ulaşıp o patolojiyi ortadan kaldırabilmemizi, hastayı tedavi edebilmemizi sağlıyor. Yöntemi uygularken kamera ve özel el aletlerini kullanıyoruz." dedi.
Yöntemin açık cerrahi ameliyatlara göre hastalara ciddi kolaylıklar sağladığını aktaran Aksekili,
"Bu tip ameliyatlarda amacımız hastanın en kısa sürede sağlığına kavuşması. Küçük kesi yaptığımız için ameliyat sonrası iyileşme süresi oldukça kısa. Hastaları kısa süre içerisinde ayağa kaldırabiliyoruz. Kamera ve özel el aletleriyle direkt patolojiye ulaşabildiğimiz için normal dokulara zarar verme riski kalkıyor. Ayrıca ameliyat sürecinde hastaya vida, plak, platin gibi implantları kullanma ihtiyacı çok azalıyor. Yöntemle, omurgadaki kanal daralmalarını, çeşitli omurga eğriliklerinin yol açtığı sinir sıkışmalarını, bel, boyun fıtığını, çeşitli omurga enfeksiyonlarını tedavi edebiliyoruz." şeklinde konuştu.
Türkiye'de de giderek yaygınlaşıyor
Prof. Dr. Aksekili, endoskopik omurga cerrahisinde kullanılan kameraların açık cerrahi ameliyata göre daha iyi bir görüş açısı sunduğuna dikkat çekerek, "Tedavi başarımız oldukça yüksek, kullandığımız teknolojinin yardımıyla patolojik dokulara direkt ulaşabiliyoruz. Kameralar, hastadaki probleme yaklaşık 30 kat büyüterek bakmamızı sağlıyor." dedi.
"Unilateral biportal endoskopi" olarak da adlandırılan yöntemin ilk olarak Güney Kore'de geliştirildiğini, yaklaşık 10-12 yıllık bir geçmişinin olduğunu aktaran Aksekili, "Güney Kore'de yüzde 80-90 civarında artık bu yöntem tercih ediliyor. Japonya, Avrupa'da oldukça sık kullanılıyor, tüm dünyada yaygınlaşan bir yöntem. Türkiye'de de giderek yaygınlaşıyor, sayılı merkezlerde yapılan bir yöntem ve bilinirliği arttıkça çok standart bir cerrahi yöntem haline geleceğini düşünüyorum." dedi.
Aksekili, özellikle ek hastalıkları olan ileri yaş hastalarda küçük kesili ameliyatların önem taşıdığının altını çizerek, belden bacaklara vuran uyuşma, karıncalanma, ağrı, çekilme, yanma hissi ve yürüme problemi olan hastaların ameliyat sonrası çok daha rahat yürüyebildiğini ve ağrı gibi sıkıntılarının çok azaldığının görüldüğünü ifade etti.
Artık evin içinde gezebiliyorum, uyuyabiliyorum
Omurgada kireçlenme sorunu olan ve endoskopik omurga cerrahisi yöntemiyle ameliyat edilen 75 yaşındaki ev hanımı Elif Murat da rahatsızlığı sebebiyle yaklaşık 6-7 sene çok ciddi ağrılar çektiğini, uyuyamaz hale geldiğini ifade etti.
Murat, "Son sürecimde neredeyse yürüyemez noktaya gelmiştim, ancak evin içinde duvarlara tutunarak adım atabiliyordum. Hep kendi kendime ağlıyordum, ileride ne olacağım, yatalak mı olacağım diye... Şükür bu yöntemi öğrendik, hocamdan Allah bin kere razı olsun. Şimdi iyiyim, artık evin içinde gezebiliyorum, uyuyabiliyorum. Yavaş yavaş dışarı çıkmaya başladım." diye konuştu.
Şu anda çok iyiyim, işime geri döndüm
Makine yüksek mühendisi 74 yaşındaki Mehmet Aktaş ise yaklaşık 10 yıl önce yüksekten düşme sonucu omurgasının çatladığını ve o dönem ameliyatla üç omurunun platinle birbirine bağlandığını dile getirdi.
Aktaş, ameliyat sonrası hareketinin tek omur üzerine binmesi, platinlerinin yıllar içerisinde batma yapmaya başlaması gibi sıkıntılarla karşı karşıya kaldığını söyleyerek,
"Yürümekte zorlanıyordum, ayaklarım uyuşuyordu, ağrı çekiyordum. Ben çalışmaya devam ediyorum ve bu sorunlarım sebebiyle çalışamaz noktaya gelmiştim. Otururken bile rahatsız oluyordum, uzun mesafe yürüyemiyordum. Ameliyat olalı bir ay oldu. Şu anda çok iyiyim, işime geri döndüm, araba kullanıyorum, yürüme konusunda bir sıkıntım yok. Ufak tefek ağrılarım var tabi ama onun da üç aylık bir sürede çok azalacağını söyledi doktorumuz." ifadelerini kullandı.
Kaynak: AA
Kılıçdaroğlu hakim karşısında!
Tüm Bel-Sen’de güven krizi
Spotify müzik özeti 2024: Spotify Wrapped 2024 ne zaman yayınlanacak?
Piri Reis’i Hangi El Tutuyor?
Menemen’de okulda öğretmene şiddet: Toplumsal sorunu yansıtıyor!
Başkan Tugay, hükümeti topa tuttu: İzmir’i sevmiyorlar
Böyle hırsızlık şeytanın aklına gelmez
Derin yoksulluk toplumu yozlaştırdı
İzmir Valiliğinden uyarı: Ege Denizi'nin kuzeyinde fırtına bekleniyor!
İzmir’de kadınlar 25 Kasım için toplanacak
Son Girilen Haberler
İzmir haber: Cezaevinden tahliye olur olmaz dehşet saçtı
İzmir'in Konak ilçesinde, cezaevinden tahliye olduktan saatler sonra bir kişi, eşini ve kayınpederini bıçakla yaraladı
Başkan Saygılı’dan Tugay’a 2. çevreyolu cevabı
Seferihisar Kongresi'nde AK Parti İzmir İl Başkanı Bilal Saygılı, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay'ın 2. Çevreyolu eleştirilerine yanıt verdi
AK Partili Boztepe içme suyuna yapılan zamma tepki gösterdi
İzmir’de bir yıl içinde içme suyuna ikinci kez zam yapılmasına tepki gösteren AK Partili meclis üyesi Hüsnü Boztepe, “Başkan Tugay, İzmirliler bana güvensin diyordu ancak kendisi verdiği sözleri tutmadı” dedi